| En başta yanlış teşhis konulduğu için kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi. | TED | قصة وحيدة، شُفي فيها المريض ذاتيا على ما يبدو فقط بسبب كونه شُخص بالخطأ في المقام الأول |
| Bu dünyada kendi kendine çoğalabilen, ebeveynleri bir bilgisayar olan ilk hücre. | TED | لذا يعتبر هذا أول كائن ينقسم ذاتيا على هذا الكوكب ووالديه حاسوب آلي. |
| Haemophilus influenzae'yı ve sonra kendi kendine çoğalabilen en küçük genom olan Mycoplasma genitalium'u yaptık. | TED | قمنا برسم جينات الانفلونزا المستديمة ثم برسم أصغر كائن حي ينقسم ذاتيا وهو الميكوبلازما التناسلية. |
| nanoteknolojide, insanlar insan yapımı objelerin kendilerinden çok üretebileceğinden konuşuyor kedi kendilerini kopyalabiliyorlar ve bu konuda gerçekten dikkatli olunmalı çünkü nerede duracağınızı bilmeni gerekir | Open Subtitles | ،في تكنولوجيا النانو كل الناس تتحدث عن خلق كائنات من صنع الإنسان يمكنها أن تتوالد ذاتيا فتكون ذاتية الاستنساخ |
| Ayrıca aynı anda 16 tane ağı olduğunu, ama kendilerini silmeye başladıklarını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أيضا أن لديك ست عشرة شبكة حية في نقطة واحدة لكنهم بدأوا في محو أنفسهم ذاتيا |
| Hareketli bir valf taktın mı roketli kemer kendi kendini yok eder. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو صمام متحرك و حزام الصاروخ هذا سيدمر ذاتيا |
| Güç ve sermaye kendi kendini pekiştirir. | TED | السلطة والرأسمالية يصبحان معززين ذاتيا. |
| Bu gibi akıllıca yöntemler sayesinde Çin bugün bile kendi kendine yetebilen bir ülke konumundadır. | Open Subtitles | إستغلال البيئة بهذا الشكل هو ما يمكن الصين لتصبح غذائيا مكتفية ذاتيا بشكل كبير، و حتى هذا اليوم |
| Farklı bakış açılarına göre yara, kendi kendine olmuş. | Open Subtitles | زاويه الدخول تشير الى أن الجرح كان ذاتيا |
| Gırtlak duvarı da kendi kendine sıkılaşacaktır. | Open Subtitles | كي يسمح هذا للطعام بالمرور مباشرة، والجدران ستتضيق ذاتيا. |
| Vatandaşın kendi kendine dayattığı ve gerçek sınırları ile yüzleşmek, bilgiye ayrıcalıklı ve genel ulaşım arasındaki ayrımın karşısına dikilmek istedim. | TED | كنت أرغب في مواجهة حدود ألمواطن ، المفروضة ذاتيا و الحقيقية و مواجهة الفجوة بين أصحاب الإمتيازات وحق الجمهور في الوصول إلى المعرفة. |
| Uluslararası Deneysel Termonükleer Reaktör Fransa'da yapılacak kendi kendine füzyon enerjisi enerji üretimine devam edebilecek büyüklükte ilkkez dizayn edilecek | Open Subtitles | ولكي يتم بناء المفاعل التجريبي النووي الحراري الدولي في فرنسا لقد صمم بحجم كبير يكفيه ليكون قادرا ذاتيا لإنشاء طاقة الانصهار النووي للمرة الأولى |
| Chad'ın kendi kendine yeten çiftliği şu an için iyi bir seçenek gibi geliyor. | Open Subtitles | شاد ... . مكتفى ذاتيا من المزرعه كأنه متأكد أنه اختار الافضل الأن |
| Bunlar kendi kendine açılmış dost ateşi tamam mı? | Open Subtitles | هذه هي النيران الصديقة ذاتيا ، حسنا؟ |
| Robot teknolojilerinin kendilerini orada tamir edebilme durumları gelişiyor, Dünya'ya yakın asteroitler 4660 NEREUS gibi pratik adaylar, şerit ve manyetik çıkarma için varlar. | Open Subtitles | تكنولوجيا الروبرتات قد تقدمت الى تلك المرحله حيث يمكن ان تصلح نفسها ذاتيا .و ... |
| Wraithler kendilerini yok etmeye meyillidirler. | Open Subtitles | يميل الريث إلى تدمّر ذاتيا. |
| Irisa'nın içindeki kemerbeyin parçalarına kendilerini yok etmelerini sağlayacak virüs gönderebilirim. | Open Subtitles | ... يمكنني إدخال الفيروس الذي سيأمر شظايا (أرك برين) في داخل (إيريسا) أن يتدمر ذاتيا |
| O Seraph'ın bir parçası. Kendinden itişli, kendi kendini besleyen, gümüş iyodür üreticisi. | Open Subtitles | انه جزء من المشروع , بالاساس هو نظام لمولد صيغ فضية يعيد بناء نفسه ذاتيا |
| - Rachel çocuğa vurulursa, kulüp kendi kendini imha eder. Mükemmel. | Open Subtitles | اذا ريتشل اعجبت به النادي سوف يدمر ذاتيا |
| İşini bitirdiği anda, kendi kendini yok etti. | Open Subtitles | وبمجرد انتهاء عملها تتدمرت ذاتيا |