| Aslında biliyorum tabi. Bu, yaşına göre çok başarılı anlamına geliyor. | Open Subtitles | أعني , اعرف معنى ذلك انه يعني ناجح جدا بالنسبة لعمرك |
| Bu önemlidir, fakat topluluktaki çoğu insan diğer rolleri işgal edecektir. | TED | والاهم من ذلك انه دوما داخل اي جمهور تجد هؤلاء المبدعون فهم يحتلون مواقع هامة |
| Bu bir sabotaj! | Open Subtitles | و بمجرد العثور عليه يحدث ذلك , انه تخريب , تخريب , تخريب |
| Bu adam bir şey istiyor, aksi halde burada olmazdı. | Open Subtitles | هذا الزميل يريد شيئا ، على خلاف ذلك انه لايريد ان يكون هنا. |
| Bu Japonları ancak Waldron bulabilir, çünkü o bir Sioux melezi. | Open Subtitles | لو امكن لاى احد العثور على اليابانيين لامكن لوارلدون ذلك. انه من الهنود الحمر |
| Biraz düşünmem gerek. Bu çok pahalı. | Open Subtitles | يجب ان افكر في ذلك انه قدر كبير من المال |
| Yapmalıyız. Bu onun dersi için. | Open Subtitles | يجب أن نفعل ذلك انه من أجل فصله التعليمى |
| Kapa çeneni! Duyuyor musun Bu boku? Kara tahta tırmalanışı gibi. | Open Subtitles | اخرسوا ,هل سمعت ذلك انه مثل المسامير على سبورة |
| Kapa çeneni! Duyuyor musun Bu boku? Kara tahta tırmalanışı gibi. | Open Subtitles | اخرسوا ,هل سمعت ذلك انه مثل المسامير على سبورة |
| Sonra, göz açıp kapayana dek sabah olur. Bu da oyunun bir parçası. | Open Subtitles | وبعد, وقبل ان تدرك ذلك, انه الصباح هذا جزء من اللعبه |
| Bu yetki iyi bilinmektedir. | Open Subtitles | ويمكن استخدامه. ماذا سيعني ذلك انه تدمير |
| Hiç. Bu sanki bir kabus. Hayır, bundan daha ötesi. | Open Subtitles | لا انه أكبر من ذلك انه مثل عقاب من الله أو شيء ما |
| Bu sanki bir kabus. Hayır, bundan daha ötesi. | Open Subtitles | لا انه أكبر من ذلك انه مثل عقاب من الله أو شيء ما |
| Bu bilgi gizlidir. Yani kısaca senin üzerine vazife değil. | Open Subtitles | أنت لَسْت منَ 713 الان و هذه المعلوماتِ سريه مَعْني ذلك انه ليس عملك |
| Bu yaşanması gereken başka bir hayat. | Open Subtitles | يوجد شيء واحد لمعرفة ذلك. انه عن عيش الحياة. |
| Tamam, eğer merak ediyor olsam bile, Bu sırf senin Bu düşünceyi kafama soktuğun içindir. | Open Subtitles | حسناً .. و حتى لو تخيلت ذلك .. انه فقط بسبب انكِ جعلتني اتخيل ذلك |
| Ve ikincisi, bunu yapamazsın, neresinden bakarsan bak Bu yanlış. | Open Subtitles | ثاني شيء .. انت لا تستطيع فعل ذلك انه خطاء في كل الاحوال |
| Evet ama onlar masör. Bu nedenle dediklerine inanamazsın. | Open Subtitles | ولكن هذا العلاج له ، ذلك انه لا يمكن ان اصدق ذلك. |
| Su ve yiyecek stokladığını ve birçok kişiyle kavgaya giriştiğini düşünürsek Bu adam için göz yaşı döken birini bulacağınızı sanmıyorum. | Open Subtitles | أضف الى ذلك انه كان يسرق الماء والطعام وكان في اغلب الاحيان يتشاجر |
| Bu demektir ki Sars ya da kuş gribi değil. | Open Subtitles | و يعني ذلك انه ليس السارس أو انفلونزا الطيور |