| Nasıl gerçekleştireceklerini öğretemem, çünkü bunun birçok farklı yolu var. | TED | لا يمكنني تدريس كيفية ذلك لأن هناك عدة طرق مختلفة |
| çünkü eğer Kuzey aşağıda olsaydı, dünya çok farklı bir yer olurdu. | TED | ذلك لأن العالم سيكون حتماً مكاناً مختلفاً، إذا كان الشمال في الأسفل. |
| Bunun hepsini görüyoruz çünkü yanma ayrıca ışık da yaratıyor. | TED | نستطيع أن نرى كل ذلك لأن الاحتراق يكون ضوءاً أيضاً. |
| çünkü medya ve alınmayın ama programınız - çünkü bu konuda en kötülerden birisiniz- sizin ve dinleyicilerinizin küçük beyinlerinin kavrayabileceği basit hikayeleri seviyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، ذلك لأن الإعلام و بكل احترام لبرنامجك لكنك واحدٌ من أسوء المناهضين لحوار بسيط |
| Barack Obama ehliyetimi aldı da ondan! | Open Subtitles | ذلك لأن باراك أوباما أخذ إجازة قيادتي مني |
| Bunun sebebi çizgilerin lekeler ve bulaşmalar sayesinde zaten bir sese sahip olması. | TED | يعود ذلك لأن هذه الخطوط تحتوي بالفعل على الصوت من خلال اللطخات والمسحات الرقيقة. |
| çünkü onun. hiç kimse için kılını kıpırdatmasına gerek yoktu. | Open Subtitles | لكن ذلك لأن بولي لم يكن عليه أن يتحرك لأحد |
| Öyle yaptım çünkü cenaze evindeki adam daha ucuz olacağını söyledi. | Open Subtitles | قعلت ذلك لأن الرجل في مكتب الجنازة قال بانها زهيدة الثمن |
| Hayır, bunu yapmak istemezsin, çünkü bu çok ciddi dertler açar başına,kardeş. | Open Subtitles | أنت لا تريد أن تفعل ذلك لأن ذلك سيتسبب في مشكلة حقيقية |
| Buna alışsan iyi edersin çünkü senin etrafında da saçma sapan şeyler yapacaklar. | Open Subtitles | ويجب عليك ان تعتادي على ذلك لأن الصبيه سيقومون بهذه الامور الغبيه أمامك. |
| Bunu düşünsek iyi olur çünkü belki yarın diye bir şey olmayacak. | Open Subtitles | حسناً , الأفضل أن تفكر بشأن ذلك لأن الغد غير قادم أبداً |
| Aslında, tamamını alıntı yapacağım çünkü bu bir gazete makalesi. | Open Subtitles | في الواقع سأقتبس منكِ كل ذلك لأن هذا مقال للجريدة |
| Hayır, biz vereceğiz. çünkü; alternatif durum, kimsenin hayatta kalmaması. | Open Subtitles | كلا نحن نفعل ذلك لأن البديل هو أن لاأحد يعيش |
| Evet, çünkü organik içerikli bitkilerin çürümesi bitki yaşamındaki görünümü etkiler. | Open Subtitles | أجل, ذلك لأن التفسخ المواد العضوية يغير من مظهر حياة النبات |
| Karnını onlarla doldurma adamım çünkü senin için bir kazan chili hazırladım. | Open Subtitles | ولكن لا تشبع من ذلك لأن عندي وعاء من اليخنه الحارة بإسمك |
| Sonuncusunu saymazdım ama çünkü patronuma hakaret ettiğim için kovuldum. | Open Subtitles | لا أدرج الوظيفة الأخيرة، مع ذلك لأن طردت لمهاجمة رئيسي |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| Ben de bütün bunlar olurken yanında olacağım. çünkü gerçek dostlar böyle yapar. | Open Subtitles | وجئت هنا لأقف إلى جانبك بينما يحدث ذلك لأن هذا ما يفعله الأصدقاء. |
| - çünkü annemle babam sürekli kavga ederdi. | Open Subtitles | ذلك لأن والدانا كانا يتشاجران طوال الوقت |
| - çünkü kimse görmemiş. | Open Subtitles | ولكننا لا نعلم من يكون ذلك لأن أحداً لم يره |
| Erkekler güçlü kadınlardan çekiniyor da ondan. | Open Subtitles | ذلك لأن الرجال يهابون النساء القويات |
| Bunun sebebi ise mesanenin vücuttan şekeri temizleyen olmasıdır. | TED | ذلك لأن المثانة هي العضو الذي يصفي السكر إلى خارج الجسم. |