| Ordumu 10 sene önce kurmaya başladığımda diğerleri, onları ayak takımı olarak gördüler. | Open Subtitles | عندما قررت بناء جيشاً منذ عقدِ مضي الرجال الآخرين رأو من البدو رعاعاً. |
| Kimsenin bizi duymadığına inanamıyorum. Belki duydular ya da gördüler. | Open Subtitles | ـ لا أصدق أن أحداً لم يسمعنا ـ ربما سمعوا ، لكن ماذا رأو ؟ |
| Benzettiğiniz o iki adam iki Federal ajan gördü fidye isteyebileceklerini düşündüler. | Open Subtitles | الشخصين الذين قمتما بإعتقالهمها رأو المباحث الفيدرالية وظنوا بأنهم يمكنهم الحصول على فدية |
| Her şeyi görmüş, mahkemece itham edilemez bir tanığım var. | Open Subtitles | لا انا لدي شهود موثوق بهم ولقد رأو كل شئ |
| Suyun geri çekildiğini görmüşler ve balık tutmaya ve ıstakoz yakalamaya gitmişler. | Open Subtitles | لكنهم رأو المياه تلتف قادمةً و قد ذهبو لإحضار سمك و سلطان البحر |
| Bak,restorandakiler büyük,kırmızı korkunç bir şey gördüklerini söylüyor. | Open Subtitles | أنظر أشخاص المطعم رأو شيئ أحمر و ضخم و مُخيف |
| İnsanların söz birliği ettiği tek şeyse... bir süre önce gökten düşen bir şey gördükleri. | Open Subtitles | الشئ الوحيد المتفق عليه هنا انهم رأو شئ يسقط من السماء |
| Dağlarının yok olduğunu, tepelerinin ise oyulup dümdüz hale getirildiğini gördüler. | Open Subtitles | لقد رأو بان غاباتهم قد اختفت و التلال قد اصبحت مقفرة و تم تسويتها |
| Gece geç saatlerde Bensenville sakinleri O'Hare Genişleme Alanı'na doğru giden kamyonları gördüler. | Open Subtitles | سكان بينسفيل رأو شاحنـات تخـرج مـن موقـع التوسـع لأوهيرا |
| Bombalarının patladığını gördüler şimdi de paralarını istiyorlar. | Open Subtitles | لقد رأو قنبلتهم تضيع واراو استرجاع نقودهم |
| Bu adamlar zor, acı günler geçirdi Dewey Crowe ama bir gelecek de gördüler. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال عانوا ومرّوا بأيام صعبة جداً ياديوي ولكنّهم رأو مستقبلاً |
| Çünkü kitaplarımızı gördüler. Bir saat ver. | Open Subtitles | لأنهم رأو كتابنا اعطهم ساعة واحدة |
| - İsim rozetlerimiz gördüler tamam mı? | Open Subtitles | -أجل -لقد رأو علامات إسمينا، أليس كذلك ؟ |
| Kimse bende iyilik görmezken ailen gördü. | Open Subtitles | قومك رأو فيني خيراُ ولم يراني احد غيرهم |
| San Diego'nun yarısı Mike Lawson'unkini gördü zaten. O yüzüğü kazanmak istediğini biliyorum. | Open Subtitles | نصف سكان سان دييغو رأو جسم (مايك لارسون) أعلم أنك تبحث عن المٌنافسة |
| Kıçımı yüzlerce erkek gördü. | Open Subtitles | مئات الرجال رأو مؤخرتي |
| İki kişi Dean Keaton'ı, havaya uçmadan hemen önce sahibi olduğu depoya girerken görmüş. | Open Subtitles | كان سيشهد ضده اثنان رأو دين كايتون يدخل الي مستودع يمتلكه |
| Tanıklar iki kar maskeli adam görmüş. | Open Subtitles | الشهود قالوا إنهم رأو رجُلان يَرتديان أقنعة تزلج. |
| Derken dalgayı görmüşler ve artık çok geçmiş. | Open Subtitles | و بعدها رأو الموجة لكن كان قد فات الآوان. |
| Son bir kaç aydır bu garaja gidip gelen birini gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | ولقد أخبروني بأنهم رأو احداً يأتي ويذهب من هذا المرآب خلال الشهور الماضيه |
| Teyze'yi gördükleri zaman böyle söylüyorlar. | Open Subtitles | عندما رأو العمة، |
| gören başkaları da vardı. | Open Subtitles | وتخبري الشرطة بما رأيته ؟ كان هنالك اخرين رأو الامر |
| Alex, en ufak bir üzüntü, suçluluk veya öfke görürlerse... | Open Subtitles | أليكس ، إن رأو أدنى قدر .. من الحزن أو الذنب أو العضب ، حينها |
| Uçtuğumuzu gördüklerinde beş dakika beklemeden çekimizi yazıverdiler. | Open Subtitles | عندما رأو أننا نطير لم ينتظروا حتى يوقعوا لنا الشيك |