| Bu delikte memnun olduğum her gün... bunlardan bir tane alacaksın. | Open Subtitles | تحصل على واحدة من هولاء كل يوم مما يجعلني راضي بهذا |
| Efendim, eğer benden memnun değilseniz, beni kovabilirsiniz madem küçük düşürmüşüm! | Open Subtitles | أذا كنت غير راضي عني سموكم فإعفني من خدمتك. |
| İnan bana, bu yaptıklarımızla seni memnun edemedik. | Open Subtitles | صدقْني، أنت لَنْ تَكُونَ راضي عن الذي عِنْدَنا. |
| Bu tür bir ayakkabı seni belki Tatmin edebilir ama... satışlar yıl boyunca çok durağandı. | Open Subtitles | قد تكون راضي .. عن هذا النوع من الأحذية و لكن المبيعات لم تتغير طوال العام |
| "Sonuç olarak, John gösterdiği performans ile Tatmin edicidir. | Open Subtitles | نتيجة لذلك، جون يجب أن يكون راضي عن أدائه. |
| Ellis mükemmel bir iş başardın. Beni çok Mutlu ettin. | Open Subtitles | أليس لقد أديت المهمة علي أكمل وجه انا أكثر من راضي |
| Ellis, çok iyi iş çıkardın. Senden çok memnunum. | Open Subtitles | أليس لقد أديت المهمة علي أكمل وجه انا أكثر من راضي |
| Evet, istediği şeyi aldı ama hâlâ memnun değil. | Open Subtitles | نعم لقد حصل على ما يريده ومازال غير راضي |
| Sanırım memnun olurdu. Wayne Şirketleri her zamankinden daha başarılı. memnun mu? | Open Subtitles | أظن أنه سوف يكون راضي بروس شخص مواظب وهو اكثر نجاح وثراء من قبل |
| Eğer memnun değilseniz, babanız dışarıdan bir doktora da gidebilir. | Open Subtitles | انا اعتقد أن الممرضة تقوم بمعظم العمل. اذا كنت غير راضي فيمكنك ان تعرض والدك علي طبيب أخر. |
| Ve şimdi jürideki... herkesten memnun olduğumu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | وانني اريد ان اقول الان انني راضي عن كل شخصا من المحلفين |
| Belki de memnun kalmamış bir müşteriyle tanıştı. | Open Subtitles | ربما , اه , هو قابل , اه . زبون غير راضي |
| "Bakımından memnun kaldım" demediğiniz sürece kapanamam. | Open Subtitles | لايمكنني التوقف عندما تقول حتى تقول انك راضي |
| "Bakımından memnun kaldım" demediğiniz sürece kapanamam. | Open Subtitles | لا يمكن ايقافي حتى تقول أنك راضي عن الخدمة |
| Basit bir istek olmasına rağmen, bu beni çok Tatmin ediyor. | Open Subtitles | بالرغم من أن هذا الطلب بسيط جدا فهو يجعلني أبدو راضي جدا |
| Hiç Tatmin olmadığımı itiraf etmem gerek. | Open Subtitles | يا رجل, علي أن أعترف لقد شعرت أنني غير راضي عن هذا. |
| Ama kabul etmen gerek kaçış arabasını ben kullansam dramatik açıdan daha Tatmin edici olurdu. | Open Subtitles | أها ، و لكن يجب عليك أن تقر ستكون أكثر من كونك راضي إذا كان انا من يقود السيارة |
| Onunla bir ön röportaj yapacağım ve eğer Tatmin olursam yayında direkt olarak sorguya çekip bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | سأقوم بعمل ما قبل حوار معه بنفسي , و اذا كنت راضي نستطيع عمل فحص مباشر له على الهواء و نصفي هذا كله |
| Yeni sunduğumuz bilgiler onu Tatmin etti. | Open Subtitles | انه راضي عن المعلومات الجديدة التي زودناه بها |
| Son zamanlarda olup bitenlerden Mutlu musun? | Open Subtitles | هل أنت راضي بالطريقة التي تدار بها الأمور مؤخراً؟ لم تسأل؟ |
| Beğendiğiniz için Mutlu oldum. Bugün şüpheciydiniz. | Open Subtitles | سعيدة بأنك راضي, يمككني القول بأنك كنت متردد ظهيرة اليوم. |
| Zamanınızı boşa harcadığınızı görmekten memnunum. | Open Subtitles | راضي لعدم رؤيتكِ تضيعين أي وقت سدى |
| Bu sincap sahip olduğu cevizlerle hoşnut. | Open Subtitles | انا سعيد لسماعي هذا هذا السنجاب راضي عن الجوز الذي يملكه |
| Yaptığın için mutlumusun ? | Open Subtitles | هَلْ أنت راضي عن زيارتِكِ؟ |