| Dr. Farber, Bobby Rush randevusu için bekliyor. | Open Subtitles | الدكتور فاربر بوبي رش هنا من اجل التعديل |
| İnan bana, Rush güvenli olduğunu düşünseydi oraya hemen otururdu. | Open Subtitles | صدقني أذا اعتقد رش أنه آمن لكن هو جالس في الكرسي الأن |
| Rush, onların gemiyi uzun süre incelemek için buraya bırakılan bir araştırma ekibi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | رش يعتقد انهم فريق ابحاث تم نقلهم هنا ليقوموا بعمل دراسه مطوله عن السفينه |
| Geri çekildi ve bir sprey kutusu çıkardı... ve tam gözlerime sıktı. | Open Subtitles | ثم وصل الي الوراء و اخرج علبة البخّاخ و رش في عيني مباشرة |
| Yani,neden hasat yapmayı bırakmak istiyorsun ki? | Open Subtitles | أعني, لماذا تريد التخليّ عن رش المحاصيل؟ |
| Ömürleri vefa ederse ilaçlama yapan pilotlar voliyi vuruyor. | Open Subtitles | بعض من طيارى رش المبيدات يغتنون فقط لو عاشوا بالقدر الكافى |
| Rush ve bilim ekibinin hemen Destiny'e dönmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد رش والفريق العلمى ان يعود إلى ديستنى الأن |
| David, kontrol odasına gidip Rush'ın neden cevap vermediğini öğrenmeni istiyorum. | Open Subtitles | ديفيد أريد أن تذهب إلى غرفه التحكم وأكتشف لماذا رش لا يستجيب |
| Ayrıca bunlar her olduğunda Rush'a ulaşamamamız çok tesadüfi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدوا من قبيل الصدفة أيضا فى كل مره يحدث هذا لا نستطيع العثور على د.رش |
| Yeni XS Rush sayı tabelası, bağımsızlık günü kutlamaları gibi parlayacak. | Open Subtitles | لوحة "اكس اس رش" للنتائج تضيء بعدها مثل الرابع من جولاي. |
| August Rush. Bu senin de içini ısıtmadı mı? | Open Subtitles | اوجست رش يجب علينا ان ندفئك قليلا |
| Ve hiçbir yerde August Rush adında bir kayıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد اى دليل على اوجست رش بأى مكان |
| Kocamın karakteri ile ilgili beni temin etmenize gerek yok, Doktor Rush. | Open Subtitles | أنت لا تحتاج إلى ان طمئنتي (على شخصيه زوجي يا سيد (رش |
| Rush ve Dunning'i bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا رش ودانينج انهم فاقدون الوعى |
| Dolabını sprey boyayla boyamış. Hep yapısıyla dalga geçmiş. | Open Subtitles | رش خزانته بالدهان,دائماً شئ متعلق بجسده النحيف,قصر قامته |
| Virüs sprey yoluyla iki otobüse bırakılmış, biri kuzeye giden, diğeri güneye. | Open Subtitles | لقد تم إطلاق الفيروس عن طريق رش الإيرسول على الباصين واحد مسافر للشمال والآخر للجنوب |
| Sen bir hasat uçağısın ve tek yaptığın düşük hızlarda hasat yapmak. | Open Subtitles | أنت طائرة لرش الحقول وكل ما تفعلهُ هو رش الحقول |
| Ve,ilk defa,bir hasat uçağı bu yarışa katılıyor. | Open Subtitles | وللمرة الأولى على الأطلاق, لدينا طائرة رش الحقول في السباق |
| Evet. 13 yaşımdayken bana ilaçlama uçağıyla uçmayı öğretmişti. | Open Subtitles | ..نعم . تقول الرجل الذي علمني , ان اطير بطائرة رش المبيدات عنما كنت في الثالثة عشر |
| Her yerde, duş başlığı görünümü verilen su boruları vardı. | Open Subtitles | فى كل مكان كان هناك ادوات رش للمياه كأنها للأستحمام |
| Tahlil sonucunda, kurbanın gözlerinde bulduğumuz maddelerin biber gazı kalıntıları olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | وسيد مسحة جمع من جميع أنحاء عيون فيك عاد كذلك رش الفلفل. |
| Bugün birden fazla püskürtme ayarı olan duş başlığı üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | ليس اليوم، أنت ستعمل على دُش بإعدادات رش متعددة |
| Kanın sıçrama şekli, kafadaki yarayla tutarlı değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه جرى كما خطط له أسلوب رش الدم غير متوافق |
| Malesef böcekleri ilaçlayan şirket bunu bilmiyormuş. | Open Subtitles | لسوء الحظ المبيد لم يعرف هذا لذا عندما رش المنزل |