| Meristokrasinin antropolojisinde ise saflaştırılacak bir ruh değil artırılabilecek bir yetenekler bütünüsüzdür. | TED | وينص مبدأ الجدارة على أنك لست روحًا ليتم تنقيتها، بل أنت مجموعة من المهارات التي يجب إتقانها |
| Görüyorsun bak, sincap, muhteşem ve kudretli Oz'un ona lanet bir ruh vermeyi unuttuğuna inanamıyor. | Open Subtitles | أن الرب القوي والعظيم نسي أن يمنحه روحًا. |
| İkincisi cehennemden bir ruh kaçırmak. | Open Subtitles | وفي الاختبار الثاني أنقذهم روحًا من الجحيم |
| İstediğin büyüyü yapmak için 12 tane insan ruhu kurban etmen lazım. | Open Subtitles | لإقامة التعويذة، فإنّكَ تحتاج للتضحية بـ 12 روحًا بشريّة |
| Dünyanın seninki gibi şefkatli bir ruhu kaybetmesi ne kötü. | Open Subtitles | لمِن العار أن يفقد العالم روحًا رحومة مثل روحك |
| Kim bir ruhu yok ederse, tüm dünyayı yok etmiş gibi düşünülür. | Open Subtitles | أيًا كان من يزهق روحًا فيعتبر وكأنه دمر العالم كله |
| Yeni doğan bir ruhun başka birinin ruhunu kabul etmesinin ne kadar zor olduğundan haberin var mı? | Open Subtitles | أي فكرة عمَّا يتطلّب الأمر لإقناع روحًا حديثة الولادة بتقبّل شخصٍ آخر؟ |
| Lorraine'in görüşünü engelleyebilecek kadar güçlü bir insandışı ruh beni aşar. | Open Subtitles | إن روحًا شيطانيّة تقوى على تغميم بشر لورين |
| Karşımızda güçlü şeytani müritleri olan güçlü şeytani bir ruh var. | Open Subtitles | نواجه روحًا شريرة وقوية يساندها أتباع أشرار وأقوياء |
| Bir ruh gücünün gerçek derinliklerini dışa vuramaz. | Open Subtitles | إن روحًا تعجز عن إظهار الأعماق الحقيقية لقوتها. |
| Düşünür Plato vaktiyle der ki, ''Müzik evrene ruh, zihne kanat, hayallere uçma gücü ve her şeye hayat verir.'' | TED | قال الفيلسوف أفلاطون ذات مرة، "تعطي الموسيقى روحًا للكون، وأجنحة للعقل، وتحليقًا للخيال وحياة لكل شيء." |
| O kötü bir ruh değil. | Open Subtitles | إنه ليس روحًا شريرة بل روحًا بشرية |
| Karanlık bir ruh gibi üzerine üzerine geliyor. | Open Subtitles | يشبه روحًا شريرة قادمة لتنال منك |
| Ve onun ruhu için dua edeceğim. Çünkü sende olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | وسأصلي لروحها، لأنّي أعلم أنك لا تملك روحًا. |
| Ve şurada bir inşaatçı. İçinde bir papazın Tanrı'nın sözlerini söyleyebileceği ve günahkar bir ruhu İsa'ya dokunmaya yöneltebileceği, kilisenin kemerini yükselten. | TED | وهنالك بناء. في المقدمة يرفع قنطرة كنيسة يقوم ببنائها. حيث يتحدث كاهنٌ بكلمات الرب و يقود روحًا متعثرةً لتلتمس يسوع المسيح. |
| Ve şu içindeki iyi ruhu görebiliyorum. | Open Subtitles | أعلم هذا، في داخلك... أستشعر روحًا مشابهة. |
| Şarkılarınla kaç ruhu tatmin ettin? | Open Subtitles | كم روحًا أطربتها بأغانيك؟ |
| Her kelimenin bir ruhu vardır! | Open Subtitles | حتى الكلمات تملك روحًا بداخلها! |
| Hayır. Hayır, kendin söyledin, onun ruhu yok. | Open Subtitles | .قلتها بنفسك، إنّها لا تملك روحًا - .(لورل) - |
| Son nefesini verinceye kadar şeytani bir ruhun ona bunları yaptırdığını iddia etti. | Open Subtitles | راح يزعم حتى مماته أن روحًا شريرة أرغمته على ذلك. |