| Bunu bir süre önce arkadaşı ve meslektaşı olarak bana söylemişti. | Open Subtitles | وكصديق و زميل لقد اخبارنى منذ فترة طويلة بانة يتمنى ذلك |
| Sen onların arkadaşı değilsin, artık baba olmaya başlaman lazım. | Open Subtitles | يجب عليك البدء في كونك والدهم ، وليس زميل اللعب. |
| arkadaşım olan bir müzisyene karşı kötü konuşmak ister miyim? | Open Subtitles | فخامتك، لا أحب التكلم عن موسيقار زميل لي بالطبع لا. |
| Seni gördüğüme nasıl sevindiğimi bilemezsin dostum. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كم مسرور أنا لرؤيتك، زميل كبير السن. |
| Bir meslektaşım aracılığıyla kaydoldum ama soyadım Yahudiliği biraz fazla andırıyordu. | TED | فقام زميل بتسجيل اسمي. ولأن اسمي الأخير يبدو يهوديًا بعض الشيء، |
| Evet, ne iyi bir adam. Üzüntülü göründüğümü fark etmiş. | Open Subtitles | نعم، هو زميل لطيف ورأى أننى نظرت قليلا لأسفل |
| Bir arkadaşın yaralanırsa, o eşin bile olsa, sen devam edeceksin. | Open Subtitles | اذا اصيب زميل في الفريق حتى اذا اذيت الرجائ الاستمرار بالقتال |
| Hiç şikayetçi eski iş arkadaşı ya da suç ortağı? | Open Subtitles | ربما كان زميل سابق أو حتى شريك في الجريمة ؟ |
| Crewes'un ilk ve tek hücre arkadaşı müebbet hapis yatıyor. | Open Subtitles | زميل الوحيد يمضي عقوبة مدى الحياة دون اطلاق سراح مشروط |
| Gardiyanlık mı yapıyorsun yoksa yeni bir oda arkadaşı mı arıyorsun? | Open Subtitles | في واجب حراسة حضرة الرقيب أم تبحث عن زميل شقة جديد ؟ |
| Az önce eski sınıf arkadaşım, Andrew Paige ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تلقيت للتو مكالمة من زميل دراسة سابق، اّندرو بيج |
| Jesse, bu benim iş arkadaşım Kolzak Yusenkov.Aynı zamanda birlikte seyahat ettiğim dedektiftir. | Open Subtitles | جيسي هذا زميل عملي، كولزاك يوشنكوف إنه رجل مباحث أيضاً، إننا مسافران معاً |
| Az önce eski sınıf arkadaşım, Andrew Paige ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تلقيت للتو مكالمة من زميل دراسة سابق، اّندرو بيج |
| Sadece ben, adı Fry olan bir işçi, ve dostum... | Open Subtitles | كان هناك فقط نفسي، زميل سمى صغار السمك وصديقي |
| Bir meslektaşım misafir öğretmen olarak jeoloji dersine katılmamı istedi. | TED | طلب مني زميل أن أقوم بتدريس صف الجيولوجيا الخاص به. |
| Şu mavi gözlü aygır şu elimle yetiştirilmiş ve seçilmiş Quick adındaki adam. | Open Subtitles | ذلك الجائزة الفحل المغلف بشريط ذلك الذي من تربية يدي وانتقائي الشخصي زميل يسمى كويك |
| Şey, bir subay arkadaşın kusurlarını söylemek hoşuma gitmiyor ama onunla herhangi bir yerde yalnız kalan bir kız veya kadın... | Open Subtitles | حقيقة، لا أشعر أن من حقي أن أذكر مساوئ زميل لي، ولكن |
| - Peki ev arkadaşının ara sıra ortalıktan kaybolduğu oldu mu? | Open Subtitles | حسناً هل رأيت زميل سكنك الجديد يختفى فى أوقات غريبه؟ لا |
| Ancak, şahitlerin önünde bir iş arkadaşını katletmek üst yönetim tarafından temizlenmeli. İsteğin reddedildi. | Open Subtitles | إلا أن شتم زميل أمام شهود عيان يجب أن توافق عليه الإدارة العليا وطلبك مرفوض |
| Beni bir arkadaş, bir yoldaş, dost savaşçı olarak düşün. | Open Subtitles | فكر بي على انني صديق أخ, و زميل في المصاعة |
| Bunlardan tasarruf eder, bir de arkadaş bulursam kolay olur. | Open Subtitles | و سوف تكون الأمور أسهل مع التوفير و زميل السكن |
| Fransa'da bir meslektaş var, bir tane çalar, ben de kopyasını yaparım. | Open Subtitles | ساتخذ زميل في فرنسا لانشل شخص ما لذا يمكن أن أجعل نسخة مطابقة. |
| Ne tuhaftır ki, kocasının gemideki arkadaşıyla evlendiğini söylemedi. | Open Subtitles | والمضحك ، انه لم تذكر أنها تزوجت زميل زوجها |
| - Sana bir ortak lazım. - Vardı. İşle baş edemedi. | Open Subtitles | .كنت تحتاج إلى زميل كان عندى واحد،العمل كان متعبا |
| Bunu dört gözle bekliyorum, bu arada. Teki bana "ahbap" desin, yemin ederim... | Open Subtitles | أنا أتطلع لهذا أيضاً بالمناسبة وأقسم لك لو أحد منهم ناداني بـ زميل |