| - Ben de Seninle geliyorum, metroda giderken bölgeler hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | سأرافقك. سنتحدث عن المناطق في قطار الأنفاق |
| "Belki" ve "umarım"lardan sonra seni sorgulamamam gerektiğini öğrendim. Seninle geliyorum. | Open Subtitles | رغم التشكيك والآمال تعلّمت ألّا أشكّك بأفعالك، سأرافقك |
| Olmaz, oraya tek gitmene izin veremem. - Seninle geleceğim. | Open Subtitles | كلّا، لن أدعك تذهب لهناك فردًا، سأرافقك. |
| - Eve kadar eşlik edeyim. - Hayır, hayır. Sen içkini bitir. | Open Subtitles | سأرافقك إلى غاية المنزل أكمل شرابك أنا أسكن بالجوار فقط |
| Hazır olduğunuz zaman, Sizi balkona götürürüm. | Open Subtitles | وعندما تكون مستعدّاً، سأرافقك إلى الشرفة. |
| Waka onu geri selamladı ve dedi ki: "Onları bulmak için seninle gelirim. " | Open Subtitles | حيَاه واكا وقال "سأرافقك للعثور على ولديك" |
| Sigaram bitti. Ben de geleyim. | Open Subtitles | أحتاج للسجائر، سأرافقك للأسفل. |
| Sonra kendi evinde dinleneceksin ben de sana eşlik edeceğim, ve kasabada sana çorba getirebilecek tüm hanımları hareket geçireceğim. | Open Subtitles | لاحقاً ,سأرافقك للمنزل حيث سترتاح و تنتظر و تأخذ كل حساء تحضره لك سيدات البلدة |
| Üstümü değiştirip Ben de geliyorum. | Open Subtitles | دعيني أغيّر ملابسي، سأرافقك |
| - Yürüyüse çikmak istiyorum. - Tamam, Seninle geliyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتمشى قليلاً - لا بأس، سأرافقك - |
| Seninle geliyorum. Hayranların beni ürkütüyor. | Open Subtitles | سأرافقك معجبوك يقشعرونني |
| Öyleyse Seninle geliyorum. | Open Subtitles | حسناً سأرافقك إذاً |
| Pekâlâ, Seninle geleceğim. Ama onları rahat bırak. | Open Subtitles | حسناً، سأرافقك لكن اتركيهم و شأنهم |
| - Ben de Seninle geleceğim. | Open Subtitles | إنّه الفعل الصائب سأرافقك |
| Ben de Seninle geleceğim, ofisimden beni al. | Open Subtitles | سأرافقك عرّج على مكتبي |
| Her şey için teşekkürler. Size dışarı kadar eşlik edeyim. | Open Subtitles | شكراً على كل شيء ، سأرافقك إلى الخارج |
| Size çıkışa kadar eşlik edeyim efendim. | Open Subtitles | سأرافقك إلى البوابة ، سيدي |
| Arabana kadar eşlik edeyim. | Open Subtitles | جيد, سأرافقك لسيارتك |
| Şimdi izin verirseniz Sizi kapıya kadar geçireyim. | Open Subtitles | الأن,لو تسمحي سأرافقك إلى الباب |
| - Güney kısımda. Sizi götüreyim. | Open Subtitles | -إنها في الجناح الجنوبي سأرافقك إلى هناك |
| Ama baştan söyleyeyim, arkadaş olarak gelirim." | Open Subtitles | "ولكن أعلمك بهذا مسبقاً سأرافقك بصفتي صديقة" |
| Bir dakika, patron! Ben de geleyim. | Open Subtitles | مهلا لحظة يا رئيس أظنني سأرافقك هناك |
| Ne dersek diyelim o konsere gideceğini biliyorum. Bu yüzden sana ben eşlik edeceğim. | Open Subtitles | أعلم بأنك ذاهب إلى ذلك الحفل مهما قلنا ، لذا سأرافقك |
| Ben de geliyorum. Senin için daha fazla kural bozmayacağım. | Open Subtitles | سأرافقك - لن أنتهك بنوذ أخرى لأجلك - |