| Ne yaptığını anlamasına yardım etmek için yanında ben kalacağım. | Open Subtitles | و أنا سأظل هُنا لأساعده أن يقتنع بما فعلتموه به |
| Sanırım dengemi sağlamak için adım adım ilerleme yöntemine bağlı kalacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأظل مع القدم الواحدة أمام الأخرى طريقة للدفع الذاتي |
| Tüm gece ayakta olacağım ve Haroun için tohumları ayıklayacağım. | Open Subtitles | سأظل طوال الليل مستيقظة . وأُقطعْ البُذور من أجل هارون |
| Bilmiyorum. Her sabah süt kokteylimi içmeye devam edeceğim sanırım. | Open Subtitles | لا اعلم , أظننى سأظل ارتوى من نفسى كل صباح. |
| Çocukları hala okula götürebilir ve onları her zaman görebilirim. | Open Subtitles | سأظل قادراً على القيام برحلة مشتركة وأرى الأطفال طوال الوقت |
| Bunu kaybedersek, ...yine sen ve ben kalacağız. Söz veriyorum. | Open Subtitles | إذا ما خسرنا هذا سأظل أنا وأنت فقط معا ثانية |
| The New York Sentinel'in ilk kadın muhabiri olana kadar da burada kelepçeli kalacağım.. | Open Subtitles | و سأظل مقيدة فى هذا الباب حتى أصبح أول مراسلة ل نيويورك سينتينيال |
| Eğer sınırı geçip o adamlardan biri olursan ben bu tarafta yanlız kalacağım. | Open Subtitles | إن إجتزت ذلك الحائط وأصبحت واحداً من أولئك الرجال، سأظل وحيداً هنا في هذا الجانب |
| Sen yıllarca orada kapalı kalırken ben de burada kapalı kalacağım ve seni bekleyeceğim. | Open Subtitles | طوال تلك السنوات التي ستظل فيها محبوساً هناك تذكر أنني سأظل محبوسةً هـنا, منتظرةً عودتك |
| Bense neredeyse her şekilde senden daha başarılı biri olacağım gidişat bu yönde. | Open Subtitles | و أنا سأظل أنجح منك دائماً في جميع النواحي و هذا هو الواقع |
| Annemle babamı iflas ettirdim. Ölene kadar borç içinde olacağım. | Open Subtitles | و ربما تسببت بإفلاس والداي و سأظل مديناً حتى أموت |
| Artık sana yardımcı olmayacak olabilirim ama her zaman yanında olacağım. | Open Subtitles | قد لا أكون في حقيبتك بعد الآن ولكني سأظل دائما بجانبك |
| Yapacağım tek film bu olsa bile, gerçekleştirene kadar kaydetmeye devam edeceğim." | TED | حتى ولو كان هذا هو الفلم الوحيد الذي ساصنعه في حياتي سأظل أوثقه حتى يتحول الى حقيقة |
| Bana can borcunu ödeyene kadar gelmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | بلي، و سأظل أفعل ذلك إلي أن ترد لي الحياة التي تدين لي بها |
| Çocukları hala okula götürebilir ve onları her zaman görebilirim. | Open Subtitles | سأظل قادراً على القيام برحلة مشتركة وأرى الأطفال طوال الوقت |
| Hayır, ben yine de geleceğim. Kazandığım en kolay paraydı. | Open Subtitles | أووه لا, سأظل هناك إنه أسهل مال جنيته في حياتي |
| Biliyor musun, belki burada iki üç gün daha kalırım. | Open Subtitles | أعتقد أننى سأظل بالفراش ليومين أو ثلاثة آخرين |
| Öyle kalacağımı da kim dedi? Ben martini alayım, lütfen. | Open Subtitles | ومن أقل إني سأظل بهذا الزي سأشرب مارتيني من فضلك |
| Nereye gidersem veya ne yaparsam yapayım, seni hep seveceğim. | Open Subtitles | حيثما تسير بى الأقدار أو كيفما يتحتم علىَ فعله سأظل على الدوام أحبك |
| Muhtemelen artık orada değildir, ama kendim bakmazsam hep merak edeceğim. | Open Subtitles | ربما لا يكون هناك. لكن إذا لم أنظر. سأظل دائما أتساءل |
| Senin kendi 4 ayağının üzerinde durduğuna emin oluncaya dek ben burada kalıyorum. | Open Subtitles | سأظل هنا حتى أتأكد من أنك تستطيع الاعتماد على نفسك بشكل كامل |
| Ama hepiniz bilmelisiniz ki bu sevimli kenti daima... misafirperver ve nazik bir yer olarak hatırlayacağım ve... yuva.... yuvalar. | Open Subtitles | و لكن اريدكم ان تعرفوا جميعا أننى سأظل أتذكر هذه المدينة الجميلة كمكان به كرم الضيافة و حسن المعاشرة و البيوت |
| Eğer burada kalıp onu bekleyeceğimi düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. | Open Subtitles | إذا كانوا يعتقدون أننى سأظل هنا لكى أنتظره ، فإن لديهم شئ آخر |
| Hayır, ayakta duracağım ve yürüyeceğim, ayakta duracağım. | Open Subtitles | لا أنا سأظل واقفا لا أنا سأظل واقفا و سأتمشى قليلا و أتمشى و أقف |