| Tabii ki Dr. Stires'ın dediği gibi hastalığının buna katkısı olmuş olabilir tabii bunu konu dişi bırakırsanız. | Open Subtitles | طبعاً مثلما قال الطبيب ستيرز من الممكن ان المرض ساهم في ذلك إن قمت بإستبعاده من السياق العام |
| Öyle demiyorum ama depresyona girmesine katkısı olmuştur. | Open Subtitles | أنا لا أقول هذا. أنا أقول،ممكن أنه ساهم في أن تصبح مكتئبة. |
| Aslında 80 ülkede yapılan yakın zamanlı bir çalışma ışık kirliliğinin, obezite oranında yüzde 70'in üzerinde payı olduğunu gösterdi. | TED | في الحقيقة، في دراسة حديثة وجدوا أن التلوث الضوئي ساهم لأكثر من 70% في معدلات البدانة في 80 دولة، |
| Ama baban da katkı sağlarsa ödeyebiliriz. | Open Subtitles | و لكنى أعرف أنه يمكننا أن نجعل الأمر ينجح إذا ساهم أباكى فيه |
| Avrupa'da popülizmin yükselişine de katkıda bulundu. | TED | ساهم هذا ايضا في ارتفاع الشعوبية في أوربا |
| Eğer müvekkiliniz kazaya sebep olduysa, gerçekte--kazanın %50sinden fazlasına sebebiyet verdiyse--bizi dava edemez. | Open Subtitles | إذا ساهم موكلكما في الحادث بل إذا ساهم فيه بنسبة تفوق لـــ 50 بالمئة فلا يستطيع مقاضاتنا |
| Ülkesinin Danimarka'dan bağımsızlık alma görüşmelerine yardım etti ve herkes bu anlaşma yapıldıktan sonra başbakan olacağını söylüyor. | Open Subtitles | لقد ساهم فى مفاوضات الدولة للحصول على سيادتها من الدنمارك ويقول الجميع انه عندما تتم هذه الصفقة |
| Herkesin bir katkısı oldu, çavuş Hochbauer'in bile. | Open Subtitles | الجميع ساهم فى هذا سيدى "حتى السيرجنت "هوكبار |
| Bu araştırmaya hiç katkısı oldu mu? | Open Subtitles | ولقد ساهم في شيء واحد في هذا التحقيق؟ |
| - En azından onun bir katkısı oluyordu. | Open Subtitles | وعلى الأقل فلقد ساهم بشيء نافع |
| Evet, böylece, ...herkesin katkısı olmuş olur. | Open Subtitles | -وبهذه الطريقة، يكون الجميع قد ساهم |
| Hastalığının, donarak ölümünde payı olabilir mi? | Open Subtitles | هل ساهم المرض في تجمدها حتى الموت؟ |
| Muhtemelen bu durumda çekip gitmenin de bir payı var. | Open Subtitles | ربّما رحيلك قد ساهم في انفجار الوضع |
| Ayrıca keşiflerinde onun da payı var. | Open Subtitles | و لقد ساهم بنصيبه فى إختراعها |
| Teknik yetilerini kullanarak katkı yapmış olsa da, bu onun için sadece teknik bir mesele değildi. | Open Subtitles | لقد ساهم بقدراته التقنية، إلا أن الأمر لم يكن مجرد شأن تقني بالنسبة له |
| katkı sağlamazsanız kovulursunuz. Var mısın buna Brian? | Open Subtitles | ساهم وإلاّ سيتم طردك، أتقبل العيش هكذا... |
| Son eşinizin Konfederasyon'a nasıl katkı yaptığını ve genç Johnny'nizi. | Open Subtitles | عن كيف أن زوجك المتأخر ساهم في قضية المؤامرة وعن ابنكِ النبيل (جوني). |
| Tom Otterness, Maria Kalman katkıda bulundu ve bu, bizim için psikoterapik bir deneyim oldu. | TED | ساهم توم أوترنس، وساهمت ميرا كالمان وأصبحت كتجربة علاجية لنا جميعا |
| Teşkilat da babanızın masumiyetini ilan etmekte katkıda bulundu. | Open Subtitles | ان القسم قد ساهم فى التحقق من براءة والدك |
| Makaleniz antikomünist histeriye katkıda bulundu. | Open Subtitles | فإن مقالك هذا قد ساهم في التحريض ضد الشيوعية |
| Sizce Zolpidem, bir şekilde Emily Newsom'un ölümüne sebebiyet vermiş midir? | Open Subtitles | هل تعتقد الزولبيديم بأي شكل من الأشكال ساهم في وفاة (إميلي نيوسوم) على ذلك؟ |
| Harika oldu.. herkes yardım etti | Open Subtitles | إنه أمر رائع، لقد ساهم الجميع. |