Ebeveyn olduğunda evladının senden nefret etmesinin ne demek olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | حين تصبحين والدة يوما ما ستتفهمين شعور الحصول على إبن يكرهك |
Bak sana yalan söylemek istemezdim. Fakat daha sonra anlayacaksın. | Open Subtitles | إسمعي، أتمنى أنّني لم أضطر للكذب عليكِ، لكنّكِ ستتفهمين لاحقاً. |
Anlayacağını biliyordum. Keşke senin için yapabilecek bir şeyim olsaydı. | Open Subtitles | كنت أعرف أنِك ستتفهمين ليت بيدي أن أقدم لكِ شيئاً |
Ama ne olursa olsun beni Anlayacağını, hatalarımı affedeceğini biliyorum. | Open Subtitles | لكن مهما يحدث أنا أعلم أنكِ ستتفهمين وستسامحيني |
Ne kadar zalimce olsa da sanırım bunu sen herkesten iyi anlarsın. | Open Subtitles | ...رغم قسوته لكنني اعتقد أنك ستتفهمين الوضع اكثر من اي شخص آخر |
O zaman ne için savaşmaya değer anlardın. | Open Subtitles | بعدها ستتفهمين لمَ الحرية تستحق النضال لأجلها |
Bu tür şeylerden söz etmeyi sevmiyorum ama artık anlayabilirsin. | Open Subtitles | لم أرغب أن أتحدث معك بهذا الشأن لكنكِ الآن ستتفهمين |
Ve sen de bunu anlayacaksın | Open Subtitles | و عندما تري تلك المفاجأة , ستتفهمين ذلك أغلقِ عينيكِ عزيزتي |
Yaptığım her şeyin senin iyiliğin için olduğunu bir gün anlayacaksın. | Open Subtitles | يوماً ستتفهمين بأن كل شئ فعلته كان لمصلحتك |
Yeteneğini kullanmayı öğrenince bunu anlayacaksın. | Open Subtitles | ستتفهمين ذلك فقط عندما تعلمين كيف تستخدمينها |
Bir gün, tüm bunları ailemi bir arada tutmak için yaptığımı anlayacaksın. | Open Subtitles | في الوقت المُناسب ، ستتفهمين أنني فعلت ذلك للحفاظ على عائلتي |
Kirlendiğini hissettiğin zaman anlayacaksın. | Open Subtitles | . ستتفهمين هذا الأمر عندما يحدث لكِ |
Yeteneğini kullanmayı öğrenince ve kullanmayınca anlayacaksın. | Open Subtitles | ستتفهمين عندما تستخدمين قدراتك |
Beni Anlayacağını biliyorum. Bu, yapılabilecek en şerefli şey. | Open Subtitles | . أنا واثق أنكى ستتفهمين - . انها الطريقة الوحيدة كى نحافظ على شرفنا |
Beni Anlayacağını biliyorum. Bu, yapılabilecek en şerefli şey. | Open Subtitles | . أنا واثق أنكى ستتفهمين - . انها الطريقة الوحيدة كى نحافظ على شرفنا |
Halden Anlayacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعرف بأنكِ ستتفهمين المشكلة |
Kimse anlamasa bile senin Anlayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت ستتفهمين الأمر من بين الجميع |
İşimi yapıyordum. En azından bunu anlarsın sanmıştım. | Open Subtitles | كنتُ أقوم بعملي فحسب، ظننتكِ أقلّها ستتفهمين ذلك. |
En iyi sen anlarsın diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقد أنك من بين الناس جميعًا ستتفهمين ذلك. |
Çocuğun olunca anlarsın. | Open Subtitles | حينما تحصلين على أولاد، ستتفهمين. |
Ben'i tanısan beni anlardın. | Open Subtitles | (لكن كنتِ ستتفهمين لو كنتِ تعرفين (بين لايمكننى أن أثق به |
Eminim bunu anlayabilirsin. | Open Subtitles | أنا على يقين بأنّك ستتفهمين ذلك |
Sizin anlayacağınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنك من بين جميع الناس ستتفهمين |
Bunu bırakmanın nasıl zor olacağını anlarsınız, eminim. | Open Subtitles | أوه. حسناً، أنا متأكّدة أنّكِ ستتفهمين مدى صعوبة تركه، |