| Babam ve ablamın cesetleri Samson yüzünden evimizin külleri arasında yatarken o benim göz yaşlarıma güldü! | Open Subtitles | سخر من دموعى لا يجدر بك أن ترفض طلبى ما الوعد الذى تردينه؟ |
| İnsanlar güldü ama benim bildiklerimi bilmiyorlardı. | Open Subtitles | سخر منى الرفاق و لكنهم لم يعرفوا ما عرفت |
| alay konusu olduğum için teşekkürler, komik adam. | Open Subtitles | انت اول من سخر من ضيقتي أجل شكراً على الضحك أيها المسلي |
| Beni aşağıladı defalarca bana küfretti kayıplarımla alay etti. | Open Subtitles | لقد لطخنى بالعار حال دون ظفرى بنصف مليون ضحك من خسائري، سخر من مكاسبي |
| Elbise giydiğim için kendi ailem ve yabancılar tarafından dalga geçildim. | TED | سخر مني بعض أفراد عائلتي وغرباء لارتدائي فستانًا. |
| Bu fikir ile yıllarca dalga geçildi ama Einstein kendi döneminin adeta 20 yıl ilerisindeydi. | TED | وقد سخر من الفكرة عدة سنوات مقبلة، ولكن اينشتاين كان ببساطة عشرين عاما قبل وقته. |
| Bazı Almanlar pis işlerini Japonlara yaptırdıkları için İngilizleri alaya aldılar. | Open Subtitles | سخر بعض الألمان من القوة البريطانية.. لأنهم جعلوا اليابانيين يقومون لهم بالعمل القذر |
| Diğer Ren geyiği ona güldü. Sonra birdenbire ona ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | لقد سخر منه الرنة الآخر ثم احتاجوا إليه فجأة |
| Diğer Ren geyiği ona güldü. Sonra birdenbire ona ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | لقد سخر منه الرنة الآخر ثم احتاجوا إليه فجأة |
| Önce bana güldü. Ciddileşince ne oldu? | Open Subtitles | فى البداية سخر منى و ماذا حدث بعد أن أصبح جادا ؟ |
| Bana güldü ve gözleriyle beni soydu... ..ve benimle gönül eğlendirdi... ..gözleriyle. | Open Subtitles | كان مهينا سخر منى, ثم جردني ملابسي بعينيه ثم هتك عرضي |
| Kumsal parfümünden bahsedince üstüme güldü. | Open Subtitles | وعندما أخبرته بفكرتي عن قولونيا الشاطئ... سخر مني... |
| Remington bize güldü. Onların sadece aslan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سخر رمنجتن منا قال انهما مجرد اسدين |
| Eğer herhangi biri kayınbabamla yaşayacağım için benimle alay edecekse, umrumda değil. | Open Subtitles | إذا سخر مني أي أحد لجلوسي مع أهل زوجتي فلن أهتم |
| Bir şairin adı ama görevi uşaklık olan ve Bollywood'un kötü adamıyla alay eden. | Open Subtitles | شاعر بالاسم، كبير الخدم بالمهنة، وقد سخر من حقير بوليوود |
| "A" almak için ödemem gereken küçük bir bedel. Yıllarca, insanlar benimle alay ettiler. | Open Subtitles | سعر بسيط يدفع مقابل الدرجة الكاملة لسنوات سخر الناس مني |
| Herkesle alay ederdi; hastaları, çalışanları, sayısı gittikçe azalan arkadaşları çılgınca fikirlerine uygun olmayan bütün herkesle. | Open Subtitles | لقد سخر من أي أحد المرضى,الزملاء أصدقاءه المتناقصين أي أحد لم يرتقي لمستوى |
| Karşılarına çıkmaya zorlandığı mahkemenin kendi sansürleriyle usulünce alay etti. | Open Subtitles | سخر بلطف من المحكمة حيث أجبرهم على مواجهة عواقب رقابتهم التي يفرضونها |
| Zamanının en iyisi. Aşağıda başka bir dünya olduğunu iddia ettiğinde, onunla dalga geçmişlerdi. | Open Subtitles | عبقري سخر منه الناس عندما إدعى وجود عالم آخر أسفل عالمنا. |
| O bahane yüzünden yıllarca benimle dalga geçtiler. | Open Subtitles | لقد سخر مني زملائي بسبب هذه القصه لسنوات |
| Senin yaşındayken çocuklar 9.sınıf derslerini okuyorum diye benimle dalga geçerdi. | Open Subtitles | سخر الأطفال مني لأني قرأت كتب الصف التاسع |
| Eser, eleştirmenler ve halk tarafından alaya alınınca Manet sinirlenip eseri ikiye bölmüş, arenada yere düşmüş olan kahraman, orijinalinden ayrılmış ve eser, tesadüfen en beğenilen eserlerinden biri haline gelmiştir. | Open Subtitles | بعد أن سخر النقاد و المشاهدون من اللوحة قسمها نصفين في غضب مبعداً البطل المنهار من منطقته |
| Clive gülüp geçti ama, orada bir şey vardı. | Open Subtitles | كليف سخر منى ولكن كان هناك شيئا ما |