| Sorunun bu olmasına sevindim ama neden bir yıl beklemek zorundayız? | Open Subtitles | انا سعيد أن هذا هو السؤال لماذا نتظر سنة لنجد الإجابة. |
| Biraz olsun aile hissinin kalmış olmasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن أرى فيك ومضة من الشعور العائلي ما زالت باقية |
| Ne oldu, nereden çıktı bilmiyorum ama bittiği için mutluyum. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا حدث ومن أين آتى لكن أنا سعيد أن هذا الأمر قد انتهى |
| Açıkçası şu an biri beni aşağı taşıdığı için mutluyum. | Open Subtitles | حسنًا , عند هذه النقطة .. أنا سعيد أن أحدهم حملني لنزول السلم |
| Hayır. Bunun şimdi olduğuna sevindim. İşin içine tamamen girmeden önce. | Open Subtitles | أنا سعيد أن هذا حصل الأن قبل أن أتورط معك أكثر |
| Bu kadar berbatlıktan sonra işlerinin iyi gittiğini görmek güzel. | Open Subtitles | سعيد أن أراك بخير بعد كل ما مررت به |
| Taşınmaktan nefret ediyorum. Artık bittiği için memnunum. | Open Subtitles | حقاً أكره الأنتقال،أنا سعيد أن الأمر أنتهى. |
| Mason Optimum X'i aldı diye memnunsun. | Open Subtitles | أنت سعيد أن (مايسون) حصل على أوبتيمم أكس |
| Emniyetin, önerdiğim listeyi sonunda incelemeye karar vermesine sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن المكتب قرر أخيراً أن يأخذ أمر القائمة التي عرضتها عليهم بجدية |
| Sizin gibi insanların kampanyasına yardım etmesinden mutluluk duyar. | Open Subtitles | إنه سيكون سعيد أن يحصل على أُناس مثلك لمساعدة حملته الانتخابية |
| Buralarda sıkı birinin daha olmasına sevindim, adamım. | Open Subtitles | اه. أنا سعيد أن يكون احد مثلي في القرية. لقد سئت من كوني وحيد |
| Psikiyatri koğuşunun sana iyi gelmiş olmasına sevindim. | Open Subtitles | سعيد أن أرى تأثير جناح الطب النفسي قد أفلح معك |
| Birilerinin gülümsemek için bir nedeni olmasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن عند أحد ما يستدعي الإبتسام |
| Bay'in kendisine göz kulak olan bir abisinin olmasına sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن باي لديها أخ أكبر يعتني بها |
| O yer seni elitist bir hıyara çevirmediği için mutluyum. | Open Subtitles | حسناً، أنا سعيد أن ذلك المكان لم يحولكَ إلى متكبر لعين |
| Bıraktığım için mutluyum diyebilirim ancak eski eşimin ne zaman çamaşır yıkadığını merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | والذي أنا سعيد أن أقول أنني أقلعت.. بالرغم من أنني أفتقد معرفة عندما زوجاتي السابقات يقومون بغسيلهم. |
| Orası güzel olduğu için mutluyum. Çok iyi. | Open Subtitles | أنا سعيد أن المكان جميل هناك أمر رائع |
| Her şeyin yasal olduğuna sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن كل شيء يسير وفقا للخطة |
| Bu kadar berbatlıktan sonra işlerinin iyi gittiğini görmek güzel. | Open Subtitles | سعيد أن أراك بخير بعد كل ما مررت به |
| FBI yardımcı olabildiği için memnunum. | Open Subtitles | أنا فقط سعيد أن مكتب التحقيقات الفيدرالي كان قادراً على مساعدتك |
| Mason Optimum X'i aldı diye memnunsun. | Open Subtitles | أنت سعيد أن (مايسون) حصل على أوبتيمم أكس |
| Bıçağın sana güç veya sakinlik her neyse onu vermesine sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أن هذا النصل منحك القوة أو السكينة أو أياً كان . |
| Komşular konuşur, bilirim, tetikte bekleyen Bay Güvenlik'in bana eşlik etmesinden mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أعرف كيف يمكن أن يتحدث الجيران لذلك أنا سعيد أن السيد رجل الأمن اليقظ موجود هنا كمرافق |
| Karşı tarafın avukatının da bu gece buraya gelmiş olması beni mutlu etti. | Open Subtitles | أنا سعيد أن محامي الخصم قد وجد أنه مناسب أن ينضم إلينا الليلة |
| Ryan, hayatını değiştiren bu kazadan sonra bu adamın kendini keşfetmesine memnun oldum. | Open Subtitles | راين،أنا سعيد أن هذا الرجل إكتشف أنه بعد حصوله على حادث في حياته |