| Büyükbabana söyle, birkaç saat sonra geleceğim sonra konuşuruz. | Open Subtitles | أخبر جدك إنني سأرجع خلال ساعتين وبعدها سنتحدّث |
| Önce kaseti elime ver, sonra konuşuruz. | Open Subtitles | وضعت ذلك الشريط في أيديي، ونحن سنتحدّث عنه. |
| - Bu yüzden, beni eve götür ve ben de tamamım. - Bunu uçakta konuşuruz. | Open Subtitles | لذا خذني إلى البيت وأنتهينا سنتحدّث بهذا الشأن على الطائرة |
| Harika şeylerden konuşacağız, ilginç şeyler yapacağız, önemli şeyler... siz okuldan dönünce, tamam mı? | Open Subtitles | سنتحدّث عن أشياء مذهلة, و سنقوم بأشياء ممتعة و مهمّة بعد أن تعودون من مدارسكم، اتفقنا؟ |
| Bu konuda bugün konuşmazsak, ne zaman konuşacağız? | Open Subtitles | إن لم يكُن اليوم، إذًا متى سنتحدّث عن هذا؟ |
| 24 saat hayatta kalın sizinle konuşalım. | Open Subtitles | حاولا النجاة خلال الـ 24 ساعة المقبلة و سنتحدّث |
| Kütüphane kapanmadan gitmem gerek. Sonra konuşuruz bunu, tamam mı? | Open Subtitles | عليّ الوصول للمكتبة قبل أن تغلق ولكننا سنتحدّث عن هذا لاحقاً، اتفقنا؟ |
| Bunları eve gidince konuşuruz, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، سنتحدّث بهذا الأمر عندما نعود للبيت، حسناً؟ |
| Neyse, bunu oraya geldiğimde konuşuruz, olur mu? | Open Subtitles | ولكنّنا سنتحدّث بذلك الشأن عند وصولي، حسناً؟ |
| Meslektaşlarınızı aslında kim ya da neyin öldürdüğü hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | سنتحدّث عن هويّة من أو ما الذي قتل زملائك في الواقع |
| Tamam, bunu daha sonra konuşuruz. Anlatıyordun? | Open Subtitles | حسناً، سنتحدّث عن هذا لاحقاً ماذا كنت تقول؟ |
| Tamam. Bunu yüz yüze konuşuruz. Olur mu? | Open Subtitles | سنتحدّث بشأن هذا كلّه وجهاً لوجه، حسناً؟ |
| Uzun bir gece oldu. Bunları sonra konuşuruz. | Open Subtitles | لقد كانت ليلة حافلة سنتحدّث بشأنها لاحقاً |
| Sonra konuşuruz. Şu an bu bana lazım. | Open Subtitles | سنتحدّث عن ذلك لاحقاً ولكن الآن، أحتاج إلى هذا |
| Geri döndüğümüzde, bunu etraflıca konuşuruz ama o vakit gelene dek gelmiş geçmiş en seksi seyahatimizi geçirmeye odaklanalım. | Open Subtitles | سنتحدّث عن ذلك لدى عودتنا، لكن إلى حينها، دعينا نركّز على قضاء أكثر الرحلات إثارة. |
| Soğuk buz, bunu sonra konuşacağız | Open Subtitles | معدي الأجهزة الموسيقية, هذا يعني ثلجا جافا سنتحدّث عن هذا لاحقا |
| Bu hafta konuşacağız. Sana söylemek istedim. | Open Subtitles | سنتحدّث عن الأمر خلال هذا الإسبوع أردت أن أخبرك |
| Onun yerine, külâhta dondurma alan adamla konuşacağız. | Open Subtitles | بدلاً من هذا سنتحدّث إلى الرجل الذي اشترى مخروط بوظة |
| Düşündüm de madem konuşacağız sevdiğin yerden Çin yemeği yerken konuşalım dedim. | Open Subtitles | فكّرتُ: إن كنَا سنتحدّث فلمَ لا نتحدّث أثناء تناول الطعام الصينيّ من مطعمكِ المفضّل؟ |
| Döndüğümüzde bayıltıcı silahın faydaları hakkında bir konuşalım. | Open Subtitles | عندما نعود، سنتحدّث بشكل جدّي حول فوائد أسلحة التخدير |
| En içten dileklerini iletiyor. Tamam, oldu daha iyi hissettiği zaman görüşelim. | Open Subtitles | يبلغكِ أمنياته لكِ بالشفاء حسناً، سنتحدّث حين يتحسّن حالها |
| Eğer kuş yemlerimizi sincaplar yemese, konuşacak hiçbirşeyimiz yok. | Open Subtitles | ،إذا لم يأكل ذلك السنجاب طعام طائرنا فلا أظنّ أنّ هناك شيء سنتحدّث فيه |
| Eğer içeri girmeme izin verirsen, konuşabiliriz. | Open Subtitles | لذا، إذا فقط... إذا فقط سمحتي لي بالدخُول، سنتحدّث. |