| - Er ya da geç, istemesen de yapmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | سيتوجب عليك فعل شيئاً لهم . أنت لا تُريد أن تفعله |
| Bilirsin, sonunda o kadar zengin olacaksın ki, ...muhtemelen kendin cumhuriyetçi olmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | , كما تعلمين , سينتهي بكِ الأمر ثرية للغاية مما سيتوجب عليكِ أن تكوني جمهورية |
| Eğer Oscar bize her şeyi anlatmazsa, Ash'e bir rapor yazmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | حسنا.. إن لم يخبرنا أوسكار بكل شيء. عندها سيتوجب علي كتابة تقرير للآش |
| Bağlantıları zorla kesme konusunda bir karar vermek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سيتوجب علينا إتخاذ القرار سريعاً حول إزالة الوصلات بشكل إجباري |
| Size bir tavuk getirebilirim, ama köye inmek zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | أستطيع إحضار دجاجة لكم, ولكن سيتوجب عليكم الذهاب إلى القرية |
| Yani 3 oyunu daha bir bilgisayara karşı oynamak zorundasın? | Open Subtitles | إذاً, سيتوجب عليك أن تلعب ثلاث مباريات إضافية ضد الحاسب؟ |
| Cezayı bu gece ödemeniz gerekiyor yoksa sizi nezarete atabilirim. | Open Subtitles | يجب أن تدفع المخالفة الليلة, أو سيتوجب علي أن أحبسك |
| Ona, olmayacağını bildirin. Başkasını bulmak zorunda kalacak. | Open Subtitles | اخبريه ان طلبه مستحيل سيتوجب عليه ان يجد مهندس ديكور آخر ليزين له شقته |
| Delikleri derince dolduracağız. Bize ulaşmak için kazmak zorundalar. | Open Subtitles | سنسدّ الجحور بشكل عميق سيتوجب عليهم الحفر لإخراجنا |
| Ama önümüzdeki aylar daha fazla karar verme durumunda kalacaksın. | Open Subtitles | لكنفيالأشهرالقادمة, سيتوجب عليك اتخاذ قرارات أكثر |
| Çünkü biz evlenip çocuk sahibi olursak sen de torun sahibi olacaksın. O zaman beni sevmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | كلا ، لأنه إن تزوجنا وحظينا لأطفال فسيكونوا أحفادكِ ، لذا سيتوجب عليكِ حبي |
| Ama bunu sonsuza dek yapamazsın. Bir gün, kendi kendinle yüzleşeceksin ve ozaman tek başına kalacaksın. | Open Subtitles | لا يمكن فعل هذا للأبد، يوماً ما سيتوجب عليك مواجهة نفسك |
| Senin için ne kadar zor olsa da oluruna bırakmak zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | بالرغم من صعوبة الأمر عليك سيتوجب عليك أن تتخطاه |
| Artık bundan kaçış yok. Onunla evlenmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | يا الاهي,لا يوجد مخرج سيتوجب على الزواج بها |
| Eğer Konoha'ya saldırırsan, seninle dövüşmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | ،إذا قمت بمهاجمة كونوها سيتوجب عليّ مقاتلتك |
| Gerçi onun karşısına geçecek gladyatörlere de para vermek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سيتوجب علي الدفع لوضع مُصارعون ليقاتلوا ضده |
| Tamam ama burası hala bizim dairemiz. Seni tutuklatmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | حسناً, ولكنها لا تزال شقتنا سيتوجب علينا مقاضاتك |
| Eğer gitme zamanına kadar herhangi bir çözüm bulamazsam, o zaman sen ve ben kendi başımıza buradan ayrılmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | لو لم أكتشف أي حلُّ حينها سيتوجب علينا أنا وأنتِ المغادرة بنفسنا |
| Gerçek test yarın olacak ve o adamları yönetmek zorunda kalıcak | Open Subtitles | غدا هو يوم الثبات و سيتوجب عليه ان يقود هؤلاء الرجال |
| Pekala. O zaman benimle birlikte müdürün odasına gelmek zorundasın. | Open Subtitles | حسنا سيتوجب عليك أن تأتي لمكتب المشرف معي |
| Anlaman için görmen gerekiyor ama büyük bir manyetik alana bağlı gibi. | Open Subtitles | سيتوجب عليك رؤيته لكى تفهمى ذلك ولكنه مُغطى بطبقة من المجال المغناطيسى |
| Her nasılsa, bu maçtan sonra büyük bir karar vermek zorunda kalacak. | Open Subtitles | في المقابل ، بعد إنقضاء هذه اللعبة سيتوجب عليه أن يتخذ قرارا كبيرا |
| Bölgeden geçen gemiler, küçük bir rota düzeltmesi yapmak zorundalar. | Open Subtitles | وكمُحصِّلة لذلك، فإنّ أيّ مركبة فضائية تمرّ عبر هذا المنطقة، كان سيتوجب عليها عمل تصحيح مسار ثانويّ. |