| cesaretlendirdim demiyorum ama onu durdurmak içinde yeteri kadar birşey yapmadığım da kabul ediyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنني شجعته ولكنني أعترف أنني لم أفعل ما يكفي لإيقافه |
| Onun için üzüldüm, onu cesaretlendirdim. | Open Subtitles | لقد شعرت بالاسى اتجاهه, لقد شجعته. |
| Bu nedenle onu geri dönmesi için cesaretlendirdim. | Open Subtitles | وهذا هو السبب أنا شجعته على العودة. |
| -Sağol Vonda | Open Subtitles | لقد شجعته |
| Seksten alıkoyarak cesaret verdin! Seks... | Open Subtitles | شجعته عن طريق منعه من ممارسة الجنس معك جنس |
| Hayır, onu sadece cesaretlendirdim. | Open Subtitles | لا , فقط انا شجعته |
| Kendime sorup duruyorum... Onu ben cesaretlendirdim. | Open Subtitles | أستمر في سؤال نفسي إذا شجعته |
| Oh, tabii ki onu cesaretlendirdim | Open Subtitles | بالطبع أنا شجعته |
| Onu cesaretlendirdim. | Open Subtitles | لقد شجعته |
| Onu cesaretlendirdim. | Open Subtitles | لقد شجعته |
| - Daha kötüleriyle de yattım. - Sağ ol Vonda. | Open Subtitles | لقد شجعته |
| Kendisi için iyi olmadığını düşünseydi ona evlenme teklif etmezdi. Harriet ona cesaret vermiş olmalı. | Open Subtitles | هو لم يكن لعرض عليها الزواج اذا لم تكن هي فضلته هي بالتاكيد شجعته |