| şarjı yok. | Open Subtitles | لا يوجد شحن بالبطارية انا اضغط الزر لا اسمع شيئا 525 00: |
| Her hafta milyon tonluk nakliyat yapılmıyor ama... konu sadece milyon tonluk bir nakliyat değil. | Open Subtitles | إن الأمر ليس شحن مليون طن فقط إنما شحن مليون طن كل أسبوع.. |
| Patlamadan hemen önce bir Yük treninin geçtiğini hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكر مرور قطار شحن بجانبكم؟ قبل لحظة الانفجار تماماً؟ |
| Bazen durup pilleri şarj etmen gerekir, Tim, eski heyecanları yakala. | Open Subtitles | حسناً,أحياناً عليك التوقف و إعاده شحن طاقتك,تيم. لتٌعيد تدفق السوائل القديمه. |
| Geriye, bir telefonu veya arabayı şarj edecek güç kalmaz. | TED | لن تكون هناك أي طاقة متبقية لتشغيل سيارة أو شحن هاتف. |
| O bizi 500 ton Yükle,sigrtasız bir gemiyle tayfunun içine soktu.... üstelik normal gemi hatlarının 100 mil açığına. | Open Subtitles | والحديد الخشب من طن 500 ننقل جعلنا عليها التأمين دون ميل 100 بعد على إعصار داخل شحن خط أى من |
| Kusura bakma, okyanus kıyısında bir yerlerdeyken Şarjım bitmişti. | Open Subtitles | آسف، فرغ شحن البطارية عندما كنا بجانب الشاطئ |
| Burası eskiden 10. Bulvar boyunca uzanan bir Yük taşıma hattıydı. | TED | وقد كان أصلا خط شحن يمتد على طول الجادة العاشرة. |
| Ayrıca limandaki kargo yükleme sistemine sızmam gerek. | Open Subtitles | بالإضافة إلى إنني في حاجة إلى إختراق نظام شحن البضائع في الأحواض |
| 1992’de banyo oyuncakları taşıyan bir kargo gemisi fırtınaya yakalandı. | TED | في عام 1992، علقت سفينة شحن تحمل ألعابًا في عاصفة. |
| Bir geminin kaptanı dedim. Ailesinin bir nakliye şirketi var. | Open Subtitles | قلت بأنه كان قائد سفينة عائلته تمتلك خط شحن كامل |
| Dergi iki saat sonra gönderilecek, bizse hala otelden 160 kilometre uzağız. | Open Subtitles | شحن العدد سيكون بعد ساعتين ونحن لانزال نبعد 100 ميل عن المنتجع |
| Telefonumun şarjı bitmeden beni ara olur mu? | Open Subtitles | عاود الإتصال بيّ قبلما ينتهي شحن هاتفي، حسن؟ |
| Açıkçası telefonumun şarjı bitti ve param da yok üzerimde. | Open Subtitles | بصراحة، لقد إنتهى شحن هاتفي و ليس معي نقود. |
| Akşam uçuşu olduğunu söyledi. Konuşurken telefonunun şarjı bitti. | Open Subtitles | قال أنّه سيسافر ظهرًا، فرغ شحن هاتفه حين كنت أحادثه. |
| Bir posta yolu oluşturmaya çalışıyorum. Oradan nakliyat işi yürütüyorum. | Open Subtitles | سأحاول تأمين طريق بريد أدير تجارة شحن هناك |
| İki yıldan beri gemi nakliyat şirketi almaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا أعلم، فهو يحاول شراء شركة شحن منذ عامين |
| Oradan da bir Yük gemisi bizi uluslararası sulara götürecek. | Open Subtitles | من هناك، نركب سفينة شحن الّتي ستأخذنا إلى المياه الدولية. |
| Uyumak ve düş görmek aslında yeniden şarj olmak gibidir. | Open Subtitles | حركة العين السريعة والأحلام هي ما تُعيد شحن الطاقة للإنسان |
| Ana güç hücresini şarj etmenin bir yolunu bulduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني وجدت طريقة لإعادة شحن خلية الطاقة الرئيسية |
| Askerlerin hala yardımımıza ihtiyacı var. Ana silahları Yükle. | Open Subtitles | مازال الجنود بحاجة للمساعدة ويجب شحن الأسلحة |
| Annem bizimle buluşacağını söylemişti. Özür dilerim. Şarjım bitti. | Open Subtitles | ـ قالت والدتي إنّك كنت ستقابلنا ـ أعتذر، نفذ شحن هاتفي |
| Arabada içki içmek, toplum içinde sarhoşluk, ikinci derece uyuşturucu taşıma, halletmek kolay. | Open Subtitles | مثلما قلت ، صندوق شحن مفتوح بي. آي ، حيازة جنحة من السهل جعله يرحل |
| Beyaz bölge acil yükleme işlemi ve yolcu tahliyesi içindir... | Open Subtitles | المنطقة البيضاء على الفور شحن وتفريغ الرُكاب.. |
| Bana kalsa başına bir çuval geçirip bir kargo uçağıyla seni eve götürürdüm. | Open Subtitles | لو كان الأمر منوطاً بي، لكنت سترجع للوطن في طائرة شحن ورأسك مُغطى. |
| Üç gün içinde San Pedro'daki bir nakliye konteynırından seks kölelerini almam gerek. | Open Subtitles | في ثلاث ايام من المفترض شراء عبيد الجنس حاوية شحن في سان بيدرو |
| Kurul inceliyor. Bazıları İngiltereye geri gönderilecek | Open Subtitles | المحكمة تقوم بمراجعتها , البعض سوف يتم شحن وإعادته إلى إنجلترا |
| gemicilik, oteller, karnavallar ve sirklerle bunu çeşitlendirdim. | Open Subtitles | لقد نوعت نشاطى سيرك, شحن, فنادق, كرنفالات |
| Fred, bu arabalarda tüm bu sevkiyatı gönderebilir miyiz? | Open Subtitles | فريد, هل نستطيع شحن هذه الشحنة كاملة على هذه السيارات ؟ |
| DESTAN Yükleniyor. %46. | Open Subtitles | "%جارٍ شحن (الملحمة)، المعدّل 46" |