| Ayrıca yasadışı avcılığın sayısı da çok fazla. Muhtemelen aynı miktarda vardır. | TED | ناهيكم عن القتل الغير شرعي والذي يمكن انه قتل نفس العدد تقريباً |
| Suçlamaları; yasadışı silah bulundurma, ...yasadışı patlayıcı bulundurma, ihraç belgeleri üzerinde oynama. | Open Subtitles | الإمتلاك الغير شرعي للأسلحة النارية، الإمتلاك الغير شرعي للمتفجراتِ، تزييف إجازاتِ التصدير. |
| Buraya bir adli tabip gelene kadar tuvaletler kapalı kalıyor. | Open Subtitles | غرف الإستراحة تظل مغلقة حتى يصل طبيب شرعي إلى هنا |
| Bilimi mahkeme salonuna sokmaya çalışan bir adli uzman olarak onlarca yıllık tecrübemde karşılaştığım cehaletin korkunç hikayelerini anlatarak sizleri güldürebilirim. | TED | ويمكنني أن امتعكم بقصص رعب من الجهل على مدى عقود من الخبره كطبيب شرعي من مجرد محاولة لإدخال العلم في قاعة المحكمة |
| Kendi ölümü taklit etmenin yasa dışı olduğunu bile bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم نكن نعرف أن تزييف المقتل هو أمر غير شرعي |
| Yani ona ABD gümrüğünden yasa dışı bir silah sokmasına yardımcı oldun? | Open Subtitles | إذن ساعدتهم على تهريب سلاح غير شرعي من خلال جمارك الولايات المُتحدة؟ |
| Başka bir piç, bu ailenin son ihtiyacı olan şey. | Open Subtitles | فآخر شيء تحتاجه هذه العائلة هو ولد غير شرعي آخر |
| Sher Khan yasadışı işlerinde de bir yönetmelik takip eder. | Open Subtitles | شير خان يتبع التعليمات البرمجية في عمله غير شرعي كذلك. |
| Tamam da bu tamamen yasadışı diyorum. Onlara ne yapacaklar? | Open Subtitles | .حسنٌ، ثانية، هذا تمامًا غير شرعي ما الذي ستفعلونه، تدميره؟ |
| yasadışı işleri bırakmak için on yıl önce buraya gelmiş. | Open Subtitles | لقد آتى إلى هنا منذ عشرة سنوات ليعمل بشكل شرعي |
| adli kanıtlar yok olduğu için Young'lar paçayı kurtarmış. | Open Subtitles | أية دليل شرعي سوف يختفي والفتيان يفتلوا من جريمة القتل بدون عقاب |
| Yamyamın, boynundan bir parça ısırdığını söylemek için adli tabibe gerek yok. | Open Subtitles | لا نحتاج الى طبيب شرعي ليُخبرنا أن آكل لحوم بشر أكل جزءا من رقبته |
| Buradaki adli tabipleri kullanamayız. | Open Subtitles | لايمكننا الإستعانة بأي طبيب شرعي من هذا المكتب |
| Diğer şeylerin yanı sıra bu bize yasa dışı şekilde alınan 1.4 milyon metreküp kütüğün yakalanmasına olanak tanıdı. | TED | هذا يسمح لنا, من خلال امور اخرى, من العثور على 1.4 مليون متر مكعب من جذوع الاشجار المأخوذة بشكل غير شرعي. |
| Herif ölmüş. Kilidi aç. Siktir, yasa dışı bu. | Open Subtitles | الرجل ميت إفتحه عليك اللعنة هذا غير شرعي |
| Bazı söylentiler çıktı, özel ve yasa dışı bazı amaçları olduğu söylendi. | Open Subtitles | الذي كان أقل من إيثاري، إن لم يكن غير صحيح أو غير شرعي. |
| Babamız piç evladınla ilgileniyor olmasa bu küçük domuz yavrusunu doğar doğmaz Tiber'e atıvermiştim. | Open Subtitles | لولا محبة أبينا لطفلك الغير شرعي لكنت ألقيت به في نهر التيبر عند ولادته |
| Henry'nin baronu, kutsal kilisenin... rahiplerinden birini, tutuklattı ve kanuna aykırı bir biçimde hapse attı. | Open Subtitles | أقدم على احتجاز قسيس من قساوسة الكنيسة المقدسة واعتقله سجينا لديه بلا حق شرعي |
| Daha önceden beni dahi olarak gösteren bilim dünyası tarafından kanun dışı ilan edildim. | Open Subtitles | غير شرعي في عالم العلوم الذي شرفني سابقاً كعبقري |
| Başkasının arazisine girmek yasalara aykırıdır polis aracını kurcalamak, kötü niyetli şeytanlıktır... | Open Subtitles | دخول غير شرعي التلاعب بسيارة شرطة النية السيئة |
| Sizden çok mantıklı bir iş için yardım istemeye geldim. | Open Subtitles | إسمع لقد أتيت لطلب مساعدتكم في شيء شرعي تماماً |
| - Harika dostum. Parayı bulmanın mutlaka yasal bir yolu vardır. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريق شرعي للمجيء بهذا المال |
| Yani şiddetli hükümet karşıtı görüşleri olan tarikat liderinin 50 gayrimeşru çocuğundan biri. | Open Subtitles | خمسين طفلا غير شرعي يتملكهم زعيم الطائفة الذي كان عنيف الأراء المعادية للحكومة |
| Bir otelde Kaçak kalan evsiz biri nasıl oda servisi ister? | Open Subtitles | كيف يطلب رجل متشرد ينزل بفندق بشكل غير شرعي خدمة الغرف؟ |
| Kendi içinde uygun ve yasal olan, yasadışı ve uygunsuz eylemde bulunmak. | Open Subtitles | التنفيذ غير اللائق وغير الشرعي لبندٍ في حذ ذاته غير لائق وغير شرعي. |
| Sen elinde ithalat yüklemesi için geçerli fatura olan bir işadamısın. | Open Subtitles | أنت رجل أعمال شرعي يملك فاتورة شحن صالحة لاستيراد البضائع |
| Ben kanunlara saygılı bir iş adamıyım. Benim balıkçı teknelerim var. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال شرعي عندي قوارب صيد سمك تونا ، أنا صياد سمك |
| İster inanın ister inanmayın, marihunayı tıbbi temelli kullanmak yasaldır. | Open Subtitles | صدقي أو لا تصدقي، هناك أساس طبي شرعي لأستخدام الماريوانا |