| Pekala, bu kulağa biraz garip gelecek ama gelecekte sana çok kötü bir şey yapmış olabilirim umarım beni affedersin. | Open Subtitles | حسناً ، هذا سيبدو غريب جداً لكن في المستقبل ربما سأفعل لكِ شيء سيئ جداً وأنا أتمنّى بأن تغفري لي |
| "Böyle bir yerde insanın başına kötü bir şey gelmez" derken ne demek istediğimi şimdi anladın mı? | Open Subtitles | هل تنظر ماذا يعني ، كيف لا شيء سيئ يمكن أن يحدث لك في مكان مثل هذا؟ |
| "Böyle bir yerde insanın başına kötü bir şey gelmez" derken ne demek istediğimi şimdi anladın mı? | Open Subtitles | هل تنظر ماذا يعني ، كيف لا شيء سيئ يمكن أن يحدث لك في مكان مثل هذا ؟ |
| Sizin gibilerin başına gelen kötü şeyler, benim suçum değil! | Open Subtitles | كُلّ شيء سيئ ذلك حَدثَ إليك ناس، هو لَيسَ عيبَي. |
| Önsezime önem versen kötü birşey olmazdı. | Open Subtitles | حَسناً، لا شيء سيئ كَانَ سَيَحْدثُ إذا أنت تَدْفعُ إنتباهَ إلى هاجسِي. |
| Tabii ben inanıyorum, ama bazen bir kaç kural, bilirsiniz, kötü bir şey değil. | Open Subtitles | المتأكّد أَمنُ به، لكن أحياناً بضعة قواعد، تَعْرفُ، لَيسَ شيء سيئ. |
| En azından içerde, kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | على الأقل هو في الداخل، لا شيء سيئ ممْكِنُ أَنْ يَحْدثَ. |
| Üç yıl önce ailemizde çok kötü bir şey oldu. | Open Subtitles | قبل ثلاثة سنوات كَانَ لدينا شيء سيئ جداً يَحْدثُ في عائلتِنا |
| Sizin yaşınızdaki kadınlar demek kötü bir şey değil. | Open Subtitles | أعني إنه ليس شيء سيئ لقول: النساء في عمرك |
| Siyah bir adam, kulübe izinsiz giriyor. - Orada kötü bir şey olamaz. - Tamam. | Open Subtitles | صحيح,فتي اسود يدخل نادي اجتماعي عنوه مممم,لا شيء سيئ يمكن أن يحدث هناك |
| Bakın, anlamıyorsunuz, çok kötü bir şey olmak üzere. | Open Subtitles | أنظر، أنت لا تفهم، شيء سيئ جداً على وشك أن يحدث |
| Babamdan bir şeyler öğrenmek için burada kalmak istiyorum. kötü bir şey mi bu? | Open Subtitles | أريد بقاء هنا للتعلّم من الأبّ، ذلك شيء سيئ? |
| Hayır, sadece seni görmek istedim kötü bir şey olursa diye vedalaşmak istedim. | Open Subtitles | ,لا.. أعتقد بأنني جئت فقط لرؤيتك تحسبا لاحتمال حدوث أي شيء سيئ |
| Bazen iyi bir şey yapmak için önce kötü bir şey yapmak gerekir. | Open Subtitles | هذه سرقة في بعض الأحيان في سبيل عمل شيء جيد يجب عليك ان تعمل شيء سيئ أولاً |
| Demek ki, başına kötü bir şey gelmesini istemiyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا يثبت أنه لا يرغب في حدوث شيء سيئ لك |
| kötü bir şey olmuş gibi hissediyorum. - Sinemaya gitmeye hazır mısın? | Open Subtitles | أشعر كأن هناك شيء سيئ قد حدث أمستعدة للذهاب لمشاهدة الأفلام؟ |
| kötü bir şey olacağını gerçekten hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا حقا لا أرى كيف يمكن أن يحدث أي شيء سيئ. |
| Araştırmana izin verdim ve olacak dediğim tüm kötü şeyler oldu. | Open Subtitles | وسمحنا لك بالتجريب.. وكل شيء سيئ قلت أنه سيحدث، حدث بالفعل.. |
| Kimya fabrikasında olacak kötü şeyler hakkında konuştum. | Open Subtitles | أنا اتحدّث عن شيء سيئ سيحدث في المصنع الكيميائية. |
| Buraya gelmeseydin, kötü birşey olmayacaktı. | Open Subtitles | حَسناً، في الحقيقة، لا شيء سيئ سَيكونُ عِنْدَهُ حَدثَ إذا أنت مَا ظَهرتَ. |
| Kesinlikle gördüm. Sana Nervosa'ya gidersen, kötü birşey olacağını söyledim, dizini incittin. | Open Subtitles | أخبرتُك إذا ذَهبتَ إلى عصبيِ شيء سيئ يَحْدثُ، |
| Noel arefesinde hiçbir şey kötü olmaz. | Open Subtitles | لا شيء سيئ يحدث أبداً في ليلة الكريسماس |