| Elektrik yanıklarına benziyor. Şüpheli bir şok tabancası kullanıyor olabilir. | Open Subtitles | هذه تبدو مثل حروق كهربائية يمكن أن الجاني يستخدم صاعق |
| Sentry. Dünyanın en küçük şok tabancası. | Open Subtitles | قابل خفير الحراسة , أصغر سلاح صاعق في العالم |
| Bu izleri bir şok silahı yapmış olabilir. | Open Subtitles | هذه الاثار يمكن ان تكون بسبب صاعق بسهولة |
| Arkada şok cihazı var. Eğer size zorluk çıkarırsa onu kullanın. Tamam mı? | Open Subtitles | هناك صاعق في الخلف إذا سبب لكِ أي متاعب إستخدميه؟ |
| Saatte 40 şaşırtıcı vakayı buluyordu. | TED | وهذا يصل إلى معدل صاعق وهو 40 حالة في الساعة. |
| Bu kattaki her hemşireye elektrikli sığır dürteceği verip onun "orasına" sokmalarını önereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطي كل ممرضة في هذا الطابق .. صاعق حيوانات كهربائي وأوجههم أن يوخزوه في مؤخرته |
| Kokpitte sakinleşmezseniz kullanacağım bir şok silahı var. | Open Subtitles | لدينا صاعق في قمرة القيادة، والذي سأستخدمه ضدك إن لم تهدأ. |
| Kafayı mı yedin? İçeri giremezsin. Zaten şok vermiş bir kere. | Open Subtitles | هل أنت مجنون , لا يمكنك لديه بالفعل صاعق |
| şok tabancalarının ateşlendiğinde mikro parçacıklar saldığını duymuştum. | Open Subtitles | سمعتُ عن نموذج مسدس صاعق يُصدر نقاط دقيقة عندما يُطلق. |
| Üç milyon voltluk bir şok tabancasından kaynaklanabilecek yaralarla benzer olan yanık izleri kurbanların üzerinde bulundu. | Open Subtitles | علامات حروق وُجدت على الضحايا متطابقة مع الإصابات التي يتكبدها الشخص من مسدس صاعق بقوة 3 مليون فولت |
| Yüksek frekanslı, şok tabancalı dürbünlerimiz, bastona gizlenmiş kılıçlarımız, cattle prodlarımız ve de çivili topuzlarımız var. | Open Subtitles | . لدينا أسلحة ومناظير فوق صوتية ، سيف بداخل الخيزران ، صاعق كهربائي . عصا الصولجان |
| Birçok hasta şoklanmaktansa, konuşmayı tercih eder, tabi istersen şok tabancasını sana doğrultarak da konuşabiliriz. | Open Subtitles | أتعلم , أغلب الناس يفضلون التحدث على أن يتم صعقهم بالكهرباء لكني ربما بأمكاني أن أحصل على مسدس صاعق من أجلك |
| Birinde şok cihazı var. 10,000 volt iletebiliyor. | Open Subtitles | واحدة مع صاعق قادرة على إيصال 10.000 فولت. |
| - şok tabancası. - Tamam. Güzel. | Open Subtitles | ـ إنه مجرد صاعق كهربائي ـ جيد، إنه مجرد صاعق |
| Kitabın neresinde şok tabancası taşıyamayacağımız yazıyor? | Open Subtitles | في أي كتاب قانون إداري يقول بأنك لاتستطيع حمل صاعق كهربائي؟ |
| Keşke gerçek bir şok tabancam olsa da onu anneme saplayıp atomlarına ayırsam. | Open Subtitles | اتمنى لو املك مسدس صاعق مسدس حقيقي لاصعق امي لتتفتت لجسيمات صغيرة |
| Bilmelisin ki, şok tabancam var ne olur ne olmaz. | Open Subtitles | اعلمي أنه لدي مسدس صاعق فقط في حال شارلوك بعث لي برسالة |
| Eğer zamanımı israf etmek istiyorlarsa buraya şok tabancası ve mahkeme kağıdıyla birini gönderebilirler. | Open Subtitles | حسنًا، يريدون إضاعة وقتي يمكنهم إرسال شخصًا ما إلى هنا ومعه إستدعائي ومسدس صاعق |
| Boguşma izleri varmiş şok silahindan kaynaklandigını düşundükleri deri yaniklan... | Open Subtitles | كان هناك آثار للمقاومة بعض الخدوش الغريبة على جلده يعتقدون ترجع لمسدس صاعق |
| Ve bu o kadar şaşırtıcı bir şey ki belki bu örtüyü kaldırdığımda nefesinizin kesilmesi uygun olabilir. | TED | وهو شيء صاعق و مذهل جدا إلى درجة أنه أعتقد عند رفع الستارة عنه سيكون من المناسب اظهار قدر كبير من الاندهاش. |
| Gerçi gözleri biraz şeşbeş bakar ama onu barakasından çıkarmak için elektrikli ok tabancası kullanmışlardı, ondan. | Open Subtitles | تبدو كمن يعاني الحول ولكن هذا لاستخدامهم مسدس صاعق لإخراجها من المخبأ |
| Ve beni sinir bozucu bulduğun zamanlara karşılık bugün birinin beni elektroşok tabancasıyla vuruşunu izledin. | Open Subtitles | و لكل المرات التي تجدني فيها مزعجاً اليوم تسنى لك أن ترى أحدهم يطلق علي صاعق كهربائي |