| Babam mühendisti ve ben Küçükken bana neyin nasıl çalıştığını öğretiyordu. | TED | كان والدي مهندسا، ومنذ صغري كان يعلّمني كيف تعمل الأشياء. |
| Ben Küçükken okyanusa aşık oldum. Sekiz veya dokuz yaşındaydım. | TED | في الحقيقة لقد أُغرمت بالمحيط منذ صغري وعندما كنت ابن 8 او 9 سنوات |
| Çocukluğumdan bu yana, gelmiş geçmiş en büyük olmak üzere tımar edildim ben! | Open Subtitles | منذ صغري وأنا أتعلم أن أكون الأفضل على الإطلاق |
| Rahibe benim Çocukluğumdan beri göçmenleri ve kaçakları gözler. | Open Subtitles | الاخت ترعى المهاجرين والمهاجرين الغير شرعيين منذ صغري. |
| Küçüklüğümden beri, evini görmek istedim. | Open Subtitles | منذ صغري وأنا أتوق للدخول الى بيتك شكراً لمجيئك |
| Gençliğimde yanlış gruplarla takıldım diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أني تسكعت مع الحشود الخاطئة في صغري |
| Genç yaştan beri bu adam sadece benim güvenilir doktorum değil, şehvetimin nesnesi idi. | Open Subtitles | هذا الرجُل, ومنذ صغري, لم يكن طبيبي الذي أثق به وحسب, بل كان أيضاً منبع شهوتي |
| Babam bırakmakla ilgili tek bir söz bile söyleyemez, çünkü Küçükken annemle beni bırakmıştı. -Çok üzüldüm. | Open Subtitles | ما كان لديه الكثير ليقوله فقد هجرني أنا و أمي منذ صغري |
| Özellikle Küçükken burada tatilimi geçirdiğim zamanlar öyleydi. | Open Subtitles | على كل، كانت كذلك عندما كنت أقضي إجازاتي هنا في صغري |
| Küçükken babamın bana öğrettiği parça beşinizi devreye sokan ve Dünya'ya götüren parça. | Open Subtitles | هذه الأغنية التي حاول أبي أن يعلمها لي في صغري الأغنية التي أفاقت الخامسة وقادتنا إلى الأرض |
| Baksana. Küçükken kiliseye gitmeyi çok severdim. Mozaik camlara ve heykellere bayılırdım. | Open Subtitles | حين كنت في صغري كنت أحبّ الذهاب للكنيسة بسبب زجاج نوافذها الملوّن و تماثيل السيّدة العذراء و يسوع. |
| Ben de Küçükken yapardım öyle şeyler. Çocuklar işte. | Open Subtitles | كنت أقوم بمثل هذه الترهات طوال الوقت في صغري |
| Ama Küçükken yaptığım şeylerin benim kontrolüm dışında olduğunu anlamam uzun zaman aldı. | Open Subtitles | وتطلب مني الأمر عدة سنوات لكي أدرك أن ما كنت أفعله في صغري كان خارج سيطرتي نعم لقد اقترفت عدة أخطاء |
| Akılalmaz göründüğünü biliyorum, ama Çocukluğumdan kaynaklanıyor. | Open Subtitles | لكن الأمر يعود الى صغري. بدلأننجلبجليسةأطفال, |
| Napoli mahkemesinde ki insanları Çocukluğumdan tanırım. | Open Subtitles | وأعلم معظم أجزاء البلاط الملكي عندهم منذ صغري |
| Çocukluğumdan beri hep süper kahraman olmak istemişimdir. | Open Subtitles | لطالما أردت أن أصبح بطلا خارقا منذ صغري |
| Küçüklüğümden beri el sanatlarıyla uğraşıyorum ve böylece dengede kalabiliyorum... düzenli. | Open Subtitles | منذ صغري , تعلمت العمل الحرفي مما جعلني على قيد الحياه حتى الآن |
| Küçüklüğümden beri, annemle birlikte yaşadım. | Open Subtitles | منذ صغري لقد عشنا أنا ووالدتي معًا. |
| Sana Gençliğimde desteklenmeyen bir komedi filmini göstereceğim. | Open Subtitles | أنا سأريك فيلم كوميدي من أيام صغري لا يمكن صموده |
| Genç bir sihirbaz olarak Houdini ve onun sualtında yaşadığı zorlukları takıntı haline getirmiştim. | TED | في صغري و كمولعٌ بالسحر كنت لدي هاجس خاص بالساحر "هوديني" وتحدياته تحت الماء |
| Küçük bir kızken, ölülerle konuşabildiğimi öğrenene kadar. | Open Subtitles | لكـن .. في صغري عرفت انني يمكن ان اتكلم مع الأموات |
| Çocukluğumda, cisimlerin gözüme gelen görüntülerine sıklıkla eşlik eden şiddetli ışık patlamalarıyla ilgili tuhaf bir dertten muzdariptim. | Open Subtitles | في صغري كنت اعاني من فتنه معينه نظرا لصور تظهر فجأه غالبا كأنها ومضة من الضوء |
| Küçücük bir çocukken bile, finansal ve duygusal çöküşün gölgesinde yaşadığımızı biliyordum. | TED | وعلى الرغم من صغري عرفت بأننا نعيش في ظل الإنهيار المالي والعاطفي. |
| Bu paranın birazını da sen kazan. Bunu erken yaşta öğendim. | TED | فقال هيا لنأخذ من هذا .. لقد تعلمت هذا منذ صغري |
| Eğer gençken bir fil öldürürken Canlı çeşitliliğini yok ettiğimi bilseydim yapmazdım. | TED | لو علمت منذ صغري أنه بقتلي للفيلة أساعد في تدمير التنوع الإحيائي لما كنت فعلت ذلك |
| Ama ben, hayır bu engel olmanın gücü diye karar verdim. çünkü ben büyürken öğrendiğim şey buydu: | TED | لكنني قررت لا ، انها السلطة على المنع ، لأن هذا ما تعلمته منذ صغري : |