| Ve bunu uzun süre düşündükten sonra düşünmeyi bıraktım ve dua ettim. | Open Subtitles | و بعد أن فكرت بذلك لمدة طويلة توقفت عن التفكير و صليت |
| Ulu Tanrı'ya seni bana getirmesi için dua ettim, o da getirdi. | Open Subtitles | انا صليت الى ابينا الذي في السماء ان يعيدك اليّ وقد فعل |
| Ben de Tanrı'ya dua ettim ama O babamı bir kere bile engellemedi. | Open Subtitles | حسنا، صليت إلى الرب، لكنه لم يكف عني والدي، و لا مرة واحدة. |
| Daha fazla tuğla için dua ettin. | Open Subtitles | انت صليت للحصول على الكثير من الطوب، ماما، |
| Bir gece hariç, çok kötü bir geceydi, ağır silahların ateş etmesi için dua ediyordum. | Open Subtitles | حتى جاء هذا اليوم الذى مرضت فيه بشده و لم أستطع الوصول للمخبأ فأحتميت بأحد الكراسى و صليت أن تنال منهم المدافع |
| Tanrı'ya bile dua ettim, bununla nasıl baş edebileceğimi sordum... | Open Subtitles | حتى أنني صليت للرب, حتى سألته كيف أتعامل مع هذا |
| Önceleri sana çok dua ettim, gelip beni alasın eve götüresin diye. | Open Subtitles | لطالما صليت ان تاتي و تنقذني و تعيدني إلى البيت.. لكنك لم تأت |
| dua ettim ve etmeye devam ediyorum. Yine de ondan korkuyorum. | Open Subtitles | لقد صليت ولازلت أصلي ولكني لا أزال خائفًا منه |
| Zamanında yeşermen için dua ettim. Ben sana yardım ettim. | Open Subtitles | تمنيت و صليت من أجل أن تنضج عند الوقت المحدد أيها الزرع |
| Başına gelen felaketleri duyduğumda Bakire Meryem'e bir muzice için dua ettim. | Open Subtitles | عندما سمعنا بمتاعبك صليت لأمنا العذراء من أجل معجزة |
| FBI görevlisinin kız kardeşi için iki gün boyunca dua ettim. | Open Subtitles | [ألبرت] لمدة يومين كنت قد صليت للأخت امرأة مكتب التحقيقات الفدرالي. |
| Hep dua ettim sevgimizin bizi tekrar biraraya getireceği o gün için. | Open Subtitles | لقد صليت من أجل حلول اليوم الذي سيجمعنا سوياً مرة أخرى |
| Sen yattıktan sonra çok düşündüm, dua ettim. | Open Subtitles | لقد فكرت ملياً و صليت لـ لله كثيراً بعد أن ذهبت للنوم |
| Aşk için dua ettim, aşka inandım ve geçen hafta aşık oldum. | Open Subtitles | صليت للحب، آمنت بالحب، والأسبوع الماضي وقعت في الحب |
| Dinleyin, bunun olması için her ikiniz için de dua ettim. | Open Subtitles | أسمعا ، لقد صليت لكي يحدث هذا الشيء لكما |
| Milyon kere Tanrı'dan yardım etmesi için dua ettim. | Open Subtitles | صليت إلى بضع آلهات، وكنتُ مضطربة لدرجة بأنني لم أعرف ماذا سأفعل |
| Ama kiliseyi yapmak için bir adam adına dua ettin. | Open Subtitles | ولكن صليت لرجل واحد لبناء الكنيسة الخاصه بك. |
| Bekledin, dua ettin ve bir mucize gerçekleşti. | Open Subtitles | انتظرت و صليت و أخيرا تحققت المعجزة |
| Bunu düşünüyordum ve dua ediyordum ve bunu yapamayız. | Open Subtitles | لقد فكرت بشأن هذا ولقد صليت من أجلها نحن لا نستطيع أن نفعل ذلك |
| Bu gece, korkunç ama cesur bir şekilde ölenler için dua ediyorum... ama kişisel bir zafer için de dua ediyorum. | Open Subtitles | الليلة صليت لارواح من ماتوا . موتات شنيعة . كما صليت من أجل النصر |
| Tanrı'dan yardım diledim, bunu değil. | Open Subtitles | ، أنا صليت من أجل مساعدة الرب لكن ليس هذا |
| Başka bir deyişle, adamın ölmesi için dua ettiniz. | Open Subtitles | بمعنى آخر، لقد صليت من أجل أن يموت الرجل |
| Papazla birlikte günah çıkartırken fark ettim ki o gün kilisede büyük bir günah işlemişim ve umarım özürümü kabul edersin. | Open Subtitles | بعدما صليت مع الأسقف أدركت أني إرتكبت خطئية الغضب داخل الكنيسه و آمل أن تقبل إعتذاري |