| Orada aklını kaçırdın ve Büyük patrona kafa tutmaya başladın. | Open Subtitles | حسناَ لقد فقدت صوابك هناك و بدأت القتال مع الرئيس |
| Eğer aklını kullanıp, kızı filmle birlikte aşağı yollarsan karını geri alabilirsin. | Open Subtitles | إذن, عُد إلى صوابك. وأرسل الفتاة إلى هنا برفقة الفيلم. وستسعيد زوجتك. |
| Clark, bir sürü gizeme sahipsin ama aklını kaçırdığını sanmıyorum. | Open Subtitles | كلارك أظنك تواجه مشاكل كثير ولكني لا أعتقد أنك فقدت صوابك |
| Bu ücra yerde insan Kafayı yer. Yapacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لابد أن العيش في هذه المنطقة النائية يفقدك صوابك |
| Sakin ol! Delirdin mi sen? | Open Subtitles | هون عليك , إهدئ هل فقدت صوابك ؟ |
| Sanıyorum bir parça aklını kaybettin. Bu bir felâket. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد فقدتى صوابك قليلا هذهكارثة. |
| Buna tepkisiz kalacağımı mı sanıyorsun? aklını kaçırmışsın sen. | Open Subtitles | إن ظننتَ بأنّني سألتزم الصمت على هذا، تكون قد فقدت صوابك |
| Sen aklını kaçırmışsın. Bence güneş başına vurdu! | Open Subtitles | لقد فقدتِ صوابك أظن أن الحر قد أثرعلى عقلك |
| Uyumazsan sırf anahtarını kaybetmekle kalmaz, aklını da kaybedersin böyle. | Open Subtitles | إن لم تنل قسطاً من النوم فلن تفقد مفاتيحك بل صوابك |
| Çünkü bunlar aklını alacak. | Open Subtitles | أيقظك الخلاط ؟ تستحق ذلك لأن هذه الأشياء سوف تفقدكِ صوابك |
| Annen beni atlatamadığın için aklını kaçırdığını düşünüyor. | Open Subtitles | لقد اتصلت بها امك تعتقد انك ربما تفقد صوابك بسببي |
| Eğer aklını kullanıp, kızı filmle birlikte aşağı yollarsan karını geri alabilirsin. | Open Subtitles | عُد إلى صوابك وأرسل الفتاة إلى هنا برفقة الفيلم. وستسعيد زوجتك. |
| Böyle üstüme gelme. aklını mı kaçırdın sen? | Open Subtitles | أن تقفز عليّ بتلك الطريقة هل فقدت صوابك ؟ |
| Yeşim Denizi'ndeki bir fırtınada aklını kaybettiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك فقدت صوابك خلال عاصفة في بحر الجايد |
| Ama yok, aklını herkesin önünde kaybedeceksin ya! | Open Subtitles | لكن ، لا ، يجب أن تفقد صوابك أمام الجميع |
| Michael, sen Kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
| Michael, sen Kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
| Gerçek olan sen Kafayı yemişsin hiç de iyi bir yalancı değilsin. | Open Subtitles | الحقيقة أنّكَ فقدتَ صوابك. لستَ كاذباً بارعاً حتّى. |
| Sakin ol! Delirdin mi? | Open Subtitles | هون عليك , إهدئ هل فقدت صوابك ؟ |
| Bu çok saçma. Aklın başında mı? keçileri kaçırdı herhalde. | Open Subtitles | هذا جنون لقد فقدت صوابك لقد فقد صوابه كليا |
| Böyle devam ederseniz, aklınızı oynatırsınız. | Open Subtitles | لسوف تفقد صوابك إن أنت أصررت هذا الإصرار |
| Evet, ama suratına doğru her an gelebilecek bir tokatın sürekli korkusu insanı deli eder. | Open Subtitles | أجل، لكن الخوف المستمر من أنه قد يُصفع فى أى لحظة عندما تصفعِ تفقدين صوابك |
| Her neyse, hangisi olursa olsun, ortalık dağıldı diye arkadaşlarıma bağıran veya çamaşır sepetinin üstündekiler için deliye dönen kişinin sen olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | على أية حال أعلم أنكِ لست أنت التي توبخين أصدقائي بسبب الفوضى أو تفقدين صوابك بسبب ثيابي على سلة الغسيل تلك ليست انت |