| Kulübeyi yapmak için gerekli malzemelerin yanında Yiyecek ve kıyafetler de vardı. | Open Subtitles | تحتوي على المواد اللازمة لبناء الكوخ بالإضافة إلي طعام و ملابس للرجال |
| Çifte otel masrafları, uçak, gezi masrafları, Yiyecek ve içecekler. | Open Subtitles | ،حجز فى الفنادق مُضاعف تكاليف رحلات , طائرات , طعام و مشروبات |
| Çifte otel masrafları, uçak, gezi masrafları, Yiyecek ve içecekler. | Open Subtitles | ،حجز فى الفنادق مُضاعف تكاليف رحلات , طائرات , طعام و مشروبات |
| Çocuklara sürekli yemek ve tatlı taşınacak. | Open Subtitles | يجب اٍحضار طعام و حلويات للأطفال طوال الوقت |
| Kötü iş çıkartırsan, hamamböcekleriyle buraya kapatılırsın, iki hafta yemek ve su almadan. | Open Subtitles | إذا لم تعملي جيدا ستحبسك هنا مع الصراصير لمدة أسبوعين بدون طعام و ماء |
| Arabamla git ve Mike'a kola ve yiyecek bir şeyler al. Aç mısın? | Open Subtitles | أذهب و أحصل على سيارتى و أحضر لميك طعام و فلافل أنت جائع؟ |
| 5000 metre derinlikte, yiyeceksiz ve geminin çalışmadığını saymazsak tabi. | Open Subtitles | .. إلا أننا ثلاثة أميال تحت السطح .. ولا يوجد لدينا طعام و السفينة لن تعمل تحت الماء |
| Yiyecek ve su bulmak için er geç çıkacaklar. | Open Subtitles | حيثفيالنهاية، سيتوجب عليهم إيجاد طعام و شراب. |
| Burada seni en azından üç gün idare edebilecek kadar Yiyecek ve su var. | Open Subtitles | ثمّة ما يكفي من طعام و شراب يكفوك لثلاثة أيام هنا. |
| Kalan süslemeleri de Yiyecek ve erzak için takas edebiliyoruz. | Open Subtitles | تمكنا من التداول ما تبقى من ديكور و طعام و إمدادات |
| Her birinde küçük odalar var, burada köleler yani kadınlar, küçük kız ve erkekler hatta bazıları 7 yaşında, müşterileri eğlendirmeye, onları daha çok Yiyecek ve içki satın almaya teşvik etmeye zorlanıyor. | TED | كل مطعم يوجد فيه غرف خاصة صغيرة، حيث النساء المستعبدات، إلى جانب الفتيات والفتيان بعضهم لا يتجاوز سنه السابعة، مُجبرون على تسلية الزبائن، لحثهم على شراء طعام و شراب أكثر. |
| Elimizden geldiği kadar Yiyecek ve su erzak etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نجمع ما نستطيع من طعام و شراب |
| Elimizden geldiği kadar Yiyecek ve su erzak etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نجمع ما نستطيع من طعام و شراب |
| Üç hafta, Yiyecek ve su olmadan bir tahta parçası üzerinde ve üzerinde ciğerini koparmak isteyen akbabaları görmenin insanı bu kadar gergin yapabileceğini kim bilebilir. | Open Subtitles | ...من كان يعرف أن الطفو على قطعة خشب في البحر لثلاثة أسابيع ...بدون ماء أو طعام و نسور البحر مستعدة لإقتلاع كبدك , سيكون بهذا الإرهاق؟ |
| Fiziksel biçimini değiştirebilen Yiyecek ve içecekler. | Open Subtitles | طعام و شراب قادران على تغيير بنيتك الجسديّة... |
| Bizler kraliyet gezginleriyiz. Sıcak yemek ve içki arıyoruz. | Open Subtitles | نحن مسافرون، و نأمل بتناول وجبة طعام و كأس من الشراب |
| Aceleye ne gerek var? yemek ve su bulamaz. Attığı her adımı takip edebiliriz. | Open Subtitles | لمَ العجلة , لا يوجد طعام و لا ماء , يُمكننا تعقب أى خطوة يقوم بها |
| Bay Calamy, bu adamlar için yemek ve su getirin. | Open Subtitles | -مستر كالامى , طعام و ماء للرجال -حاضر سيدى |
| Bir su depomuz ve yiyecek depomuz var ve insanlar ambarda duş alıyorlar. | Open Subtitles | و عندنا بالفعل مخزون ماء و طعام و الناس تستحم.. تحت الأرض |
| Su ve yiyecek bulmak için bize yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | ستساعدوننا في البحث عن طعام و شراب |
| Metal bir kutuda yiyeceksiz ve susuz kalmak da kesinlikle acil bir durum yani... | Open Subtitles | و الانحشار في هذا الصندوق المعدني دون أي طعام و ماء هو بالتأكيد حالة طارئة، لذا... |
| Orada muhteşem yemekler, içkiler profesyonel sporcular olacak. | Open Subtitles | و التى سيكون بها طعام و خمر رائعون رياضيون محترفون- انتظر , انتظر- |
| Bazen kafanda yiyecek falan oluyor. | Open Subtitles | أحياناًيكونلديكِمثلاً, طعام و أشياء في شعركِ |