| Bodruma indirebileceksin. Fakat o zamana kadar, acı çek. | Open Subtitles | سيمكنكِ إنزالها إلى القبو، ولكن حتى ذلك الوقت، عاني منها قليلاً |
| acı çek, cadı! acı çek! | Open Subtitles | عاني أيتها الساحرة , عاني |
| Yaşa, solu, acı çek. | Open Subtitles | عِش، تنفس، عاني |
| Ağabeyinin üstüne gitme Niles. Zor bir gün geçirmiş. | Open Subtitles | كن متساهلا مع أخوك نايلز , لقد عاني يوما سيئا أنت محق يا أبي |
| Ve bir çeşit sinir krizi geçirmiş. | Open Subtitles | عاني من نوع من الانهيار العصبي |
| Britta, Jeff bizim yüzümüzden acı çekti, ona biraz şans tanı. | Open Subtitles | بريتا لقد عاني جيف من أجلنا تذكري له هذا المعروف |
| Bir çok insan bu kanunsuzların adalet getireceklerini söylemeleri sonucunda acı çekti. | Open Subtitles | عاني الكثير من الناس بينما بضعة مقتصّين قدموا للعدالة |
| Aferin Hannah. acı çek. | Open Subtitles | فتاة قوية يا (هانا) عاني |
| Beckett hafif bir sarsıntı geçirmiş. Yani şuna bak. Kendim yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | (بيكيت) عاني من هزة بسيطة لذا كان يجب ان افعل ذلك بنفسي |
| Görünüşe göre kötü bir gün geçirmiş. | Open Subtitles | يبدو وكأنه عاني من يوم سيئ |
| Kin duymanı çok iyi anlıyorum, David. Kardeşin onların elinde çok acı çekti. | Open Subtitles | "أنا أتفهم عداءك لهم "دافيد فأخيك عاني علي يديهم |
| Düşmanlığını anlıyorum David. Erkek kardeşin ellerinde acı çekti. | Open Subtitles | "أنا أتفهم عداءك لهم "دافيد فأخيك عاني علي يديهم |
| - O kendi tarzıyla, sanırım Edward Vivian kadar acı çekti. | Open Subtitles | بطريقته، أعتقد أن (إدوارد) عاني مثل (فيفان). |
| Shylock acı çekti mi? | Open Subtitles | ولكن هل عاني ( شايلوك ) ؟ |