| Evet, evet, evliliğimizi ve bebeğimizi tamamen Eski moda ve antika gösterecek bir şey. | Open Subtitles | ليس لو أننا أعطينا الاعلام شئ آخر للتركيز عليه صحيح , شئ يجعل زفافنا و طفلنا كأنه شئ عتيق و غير مثير |
| Pekala, katilyon bana antika geliyor. | Open Subtitles | حسنًا ، هذا النوع من الرقص عتيق جدًا بالنسبةِ لي |
| Dur tahmin edeyim: hayatlarımızı ve bildiğimiz dünyayı mahvedecek antik, dokunaçlı bir şeytan. | Open Subtitles | دعني أحزر، إنّه شرّ عتيق ذو مجسّات سيدمر العالم الذي نحيا فيه ونعرفه. |
| Bana Eski kafalı diyebilirsin ama pazar günleri parkı çok seviyorum. | Open Subtitles | قل عني عتيق اذا أردت ريتشارد لكنني أعشق الحديقة يوم الأحد |
| Eskici! | Open Subtitles | عتيق |
| Mükemmel. Gizemli, şeytani bir planı olan ölü, yaşlı bir adam. | Open Subtitles | ممتاز، رجل عتيق عائد من الموت بمآرب غامضة شريرة. |
| kadim bir şey yapan biri. Modern zamanlardaki kadim bir şey. | Open Subtitles | هذا شخص يقوم بشىء عتيق شىء عتيق فى العصر الحديث |
| Bu çok Eski, altı aylık falan. Ama bir antika için gayet iyi çalışıyor. | Open Subtitles | إنه قديم، مضى عليه ستة أشهر لكنه يعمل بكفاءة رغم أنه عتيق |
| Bütün mobilyaları antika ve uygun bir fiyat karşılığında sizin olabilir. | Open Subtitles | أتعلم، هذا التأثيث عتيق وربّما يُتاح لك مقابل الثّمن المناسب. |
| Ama bu uzaylı tasarım yıpranmış ve antika. | Open Subtitles | ولكن ذلك التصميم الفضائي كان بالياً ولنقل .. عتيق. |
| Tutuklama raporunda antika bir kılıçla yakalandığın yazıyor. - Yoksa o Sardu'nun mu? | Open Subtitles | يقول تقرير اعتقالك أنّه ألقي القبض عليك وبحوزتك سيف عتيق. |
| Yıllar öncesinde, beraber eve çıktığımızda antika bir ördek yemliği kaybolmuştu. | Open Subtitles | قبل سنواتٍ عديدة عندما انتقلنا للعيش معاً شِرْك عتيق على شكل بطة قد فقد |
| - Ne değildi? - Colt Woodsman. Eski, antika bir silah. | Open Subtitles | مسدس "كولت" خشبي , سلاح عتيق هذا ما قتله |
| Aquarius, bir bakıma bir dinazor, denizin dibine zincirlenmiş antik bir robot, bu Leviathan. | TED | أكواريوس، في أحد التصاميم، ديناصور، إنسان آلي عتيق مربوط بسلاسل للقاع، هذا الوحش البحري. |
| Eyfel Kulesi'nden antik bir roketi çıkarıp fırlatarak kesinlikle büyük kargaşaya neden oldunuz! | Open Subtitles | حسناً , لقد احدثتى بالتأكيد ضجة كبيرة بإطلاق صاروخ عتيق من "برج إيفل"! |
| Kendisini antik bir varlığa adayan güçlü bir büyücü fizik kurallarını esnetebiliyor, beni öldürmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | حسنا، ساحر قوي سلم نفسه لمخلوق عتيق يمكنه ثني قوانين الفزياء تماما حاول بكل قواه قتلي |
| Şahsen, Eski moda beyazı tercih ederdim. | Open Subtitles | شخصياً , كنت أفضل اللون الابيض عتيق الطراز |
| Eski güzel eşyalar, birkaç koltuk ve kapı aldım. | Open Subtitles | أثاث عتيق جميل، بضعة كراسي .. و مجموعة أبواب |
| Eskici! | Open Subtitles | عتيق |
| Sıradan yaşlı bir vampir olmamalı kalbi özel birisi olmalı. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون مصّاص دماء عتيق عاديّ، يتحتّم أن يكون القلب مميّزًا. |
| Bazılarının dediğine göre "Columban'ın gözü" olarak tanınmadan evvel kristalin kadim bir adı vardı. | Open Subtitles | يقول البعض أنه قبل إطلاق إسم ... عين القديس كولمب" على الكريستاله" ... كان لها إسم عتيق |
| Neden? Saçlar biraz demode mi diyorsun? | Open Subtitles | -ماذا، أتعتقد أنّ الشعر عتيق قليلاً؟ |
| Oraya kaliteli şarap için gitmedim. | Open Subtitles | إذاً لم أكن هناك لشيء عتيق بيل " دائماً في تلك الغرفة " |
| Doğrusunu istersen mahalle değişiyor ve burası ise modası geçmiş bir dükkan. | Open Subtitles | حقيقة الأمر أن الجوار يتغير وأن ذلك.. متجر عتيق الطراز جداً. |
| Bu bir antikadır. | Open Subtitles | انه عتيق |