| O bir köşe yazarı en azından, götünün üzerinde otursun diye para alıyor. Senin bahanen ne? | Open Subtitles | على الأقل هو كاتب عمود ، يُؤجرُ على تَبطّله ما هو عذرك أنتِ ؟ |
| Kafeteryada olmama bahanen neydi? | Open Subtitles | اذا ماذا كان عذرك لعدم تواجدك فى الكافتريا ؟ |
| Shirley, eğer bahanen buysa düğününü ben planlarım! | Open Subtitles | إذا كان هذا عذرك حقاً فسأخطط زفافك من أجلك |
| Öldürmeden önce onunla uğraşmış olmak. Bu senin mazeretin. | Open Subtitles | يطارده قبل أن يحصل عليك من خطّاف لقتله ذلك عذرك |
| Anlaşma yapmam için yetkim yok. Müvekkilimle bunu konuşmadım. Senin mazeretin ne? | Open Subtitles | ليس لدى أى سلطة من قبَـل موكلى لعقد أى إتفاق ما هو عذرك ؟ |
| özrün kabul edilmiştir. Şimdi defol dairemden. | Open Subtitles | , عذرك مقبول . والان أخرج من شقتي |
| Sayın Başkan, bu Anne'yi almak için bahane mi? | Open Subtitles | أيها الرئيس ، هل هذا عذرك للإستيلاء . على الأم |
| - Kamera 5 kilo daha şişman gösterir derler. - Geri kalan 10 kilo için bahanen ne? | Open Subtitles | ـ يُقال أنّ الكامير تزيد من وزن الشخص 10 باوندات ـ ما هو عذرك لـ 20 باوند آخرى؟ |
| Bu sefer adam gibi bir bahanen olsa iyi olur çünkü kulağına uysun diye kulak çöpü taramak saçmalıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | من الأفضل ان يكون عذرك جيدا هذه المرة لأن قص أعواد القطن لتلائم أذنيك هو هراء واضح |
| Annem problemli bir kadın olabilir, ama senin bahanen ne? | Open Subtitles | قد تكون والدتي إمرأة مضطربة ولكن ماهو عذرك أنت؟ |
| Annem problemli bir kadın olabilir, ama senin bahanen ne? | Open Subtitles | قد تكون والدتي إمرأة مضطربة ولكن ماهو عذرك أنت؟ |
| İlk kokain içtiğindeki bahanen neydi? | Open Subtitles | ما كان عذرك للمرة الأولى التي المدخن الكراك؟ |
| Bu seferki bahanen neydi adamım? | Open Subtitles | ما كان عذرك هذه المرّة يا رجل؟ |
| - Savaş için bahanen ayarlandı. | Open Subtitles | عذرك للمعركة قد تم ترتيبه جميعاً. |
| Anlaşma yapmak için yetkim yok. Ya senin mazeretin ne? | Open Subtitles | ليس لدى أى سلطة من قبَـل موكلى لعقد أى إتفاق ما هو عذرك ؟ |
| Ve mazeretin kaya kadar sağlam olsa iyi olur. | Open Subtitles | وتكون قدمت عذرك بشكل متين مثل رقصة الروك |
| Sonunda mazeretin haline gelecek bir hastalık geliştirmek için nöroloğunla komplo kurdun. | Open Subtitles | تآمرت مع طبيب الأمراض العصبية لزرع مرض الذي سيكون عذرك المثالي |
| Ancak mazeretin parçalanıyor. | Open Subtitles | لكن عذرك يتفكك يمكن أن يكون جكم أعدام لك |
| özrün kabul edildi. | Open Subtitles | عذرك مقبول، دعينا نصعد |
| Öldüğünde, bu bahane işinize yarayacak mı? | Open Subtitles | هل سيخدمك عذرك هذا عندما يموت ؟ |
| - Sizin Bahaneniz ne? - Selam. | Open Subtitles | ما هو عذرك أنت ؟ |
| Ona karşı tavırlarınız için mazeretiniz | Open Subtitles | ما هو عذرك تجاه سلوكك حياله؟ |
| Beni o goril-kurt karışımı şeylerin yanında bırakmanın bahanesi bu mu? | Open Subtitles | أهذا هو عذرك لتركي هناك مع هؤلاء المستذئبون؟ |
| Sonra da bunu nereden öğrendiğini bilmek isteyecek. Bahanene inanmayacak ve bir anda süper güvenlikli hapishanedesin. | Open Subtitles | ثم سترغب هي بمعرفة كيف تبيَّنتَ، لن تصدق عذرك وتُورَد سجنًا مشددًا. |
| Seve seve. Neyse, hiç olmazsa her zamanki bahaneni kullanmadın. | Open Subtitles | نعم، نعم، على الأقل لا يجب عليك إستخدام عذرك الدائم |
| Altı aydır acınası hâlde yaşamanın mazereti bu mu? | Open Subtitles | . اهذا عذرك لقضاء ستة أشهر بحفلة الشفقة |