| Kardeş yada sevgili olsan da taşınmak riskli bir iş | Open Subtitles | أصدقاء أو عشاق الانتقال للسكن معا هي خطوة خطيرة جدا |
| Bir ay içinde üç kez sevgili değiştirmişti. | Open Subtitles | لقد قال انها إتخذت ثلاث عشاق لها فى شهر واحد |
| Bir kızın dolabında eski mektup, eski sevgililer ve yeni sarilerin dışında ne olabilir ki? | Open Subtitles | ألا تعرفين أن بداخل دولاب اي فتاة لن تجدي إلا رسائل قديمة أو عشاق قدماء أو عاشق جديد |
| Orada bir aşık bulamayacak, çünkü orada böyle aşıklar olmayacak. | Open Subtitles | انها لن تجد عشيقاً أبداً في المكان الذي ستنتقل اليه ليس هناك أي عشاق هناك |
| Tenis hayranı olduğunuzu sanmamıştım Bay Crowder ama bu saatte aramanızın sebebi ancak... | Open Subtitles | لا أعتبرك من عشاق التنس ولكن السبب الوحيد المتوقع لإتصالك في هذه الساعة هو مناقشة |
| Nerdeyse 20 yıldır, film hayranları tarafından sevildi. | Open Subtitles | إنه كان محبوباً من قبل عشاق الافلام لقرابة 20 عام. |
| "Et severler"i karıma bu yatağın üzerinde mi servis ettin? | Open Subtitles | هلى قدمت بيتزا عشاق اللحم إلى زوجتي على السرير ؟ |
| - Yani, karı kocadan çok sevgili gibiydiler diyorsunuz. | Open Subtitles | لدرجه تترك أنطباعاً لدى الطفل لذا ، كانوا عشاق أكثر منهم أزواج؟ |
| Bu iki düşmanın ölümcül çatışmalarından sonra talihsiz iki sevgili kendilerini öldürdüler. | Open Subtitles | من أعتى الخصومات القاتلة للمتنافسين زوج من عشاق النجوم ينتحرون |
| Güreşçilerden sevgili olmazmış. | Open Subtitles | البعض يقول أنّ المصارعين يصبحون عشاق سيئين |
| sevgili müzikseverler teknik aksaklıklar sebebiyle bu geceki ana programımızda yaşanan gecikme için özür diliyoruz. | Open Subtitles | أحبائي عشاق الموسيقى نعتذر عن التأخير في افتتاح الليلة الجذابة . بسبب صعوبات تقنية . نأمل أن نكون معكم بعد قليل |
| Kız sarhoş oldu, bize zorla Overboard izletti ve başından geçen tüm kötü sevgililer günü anılarını anlattı. | Open Subtitles | لقد ثملت حينها, عبر الحدودوجعلتنا نشاهد. وقامت بذكر كل عيد عشاق سيء مر عليها, |
| Siz lisedeki sevgililer falan değilsiniz, tamam mı? | Open Subtitles | الأمر ليس وكأنكما عشاق في المدرسة الثانوية |
| - Bu gece bir araya gelebilen talihsiz aşıklar... olup olmadığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أتساءل عما إذا كان هذا المساء تصادفت فيه اي نجمة عشاق |
| Ama bu tarz filmleri büyük bir hayranı. | Open Subtitles | أعرف ولكنه من عشاق تلك الأفلام. |
| Hepiniz hoş geldiniz, lakros hayranları. | Open Subtitles | أهلاً بكم في الإقليم الهندي عشاق الرياضة |
| Müzik severler caz severler gibidir, lütfen içten bir alkış gelsin biricik Mr. Peeping Tom için. | TED | عشاق الموسيقى ومحبي الجاز على حد السواء، رجاء صفقوا بحرارة للواحد والوحيد، السيد بيبينغ توم. |
| En başında birbirine aşık arkadaşlar olduğumuzu söylemiştin. | Open Subtitles | منذ البداية كنتِ تقولين بأننا أصدقاء و عشاق |
| Balayı aşıkları. Kafası çalışmayacaktır. | Open Subtitles | عشاق شهر العسل لا يفكرون أيضا , هذا واضح |
| Oh, evet ama jinekolist değilim vajina meraklısı olmama rağmen. | Open Subtitles | أوه , نعم , ولكنني لست طبيب أمراض نساء رغم أنني من عشاق العضو النسائي |
| Kasaba meclisi üyelerinden birinin, ölümcül hasta bir kocası, ve 20 yaş altı 3 tane sevgilisi var. | Open Subtitles | احدى عضوات المجلس البلدي الان,لديها زوج مصاب بمرض قاتل و كذلك 3 عشاق عمرهم أقل من 20 عاما |
| Muhtemelen bir tiyatro sever, bir sanat sempatizanıdır. | Open Subtitles | ربما يكون هذا الرجل من عشاق المسرح أو شخص متعصب للفن |
| Biz gurmeler realist değiliz. Bizler aşığız. | TED | فنحن لسنا واقعيون - نحن متذوقي الأطعمة - لأننا عشاق |
| Söyledikleri kadar çok sevgilin olduğu doğru mu? | Open Subtitles | هل حقيقى أنكِ كان عندكِ عشاق كثيرين؟ |
| Jake'yleyim. Biz sevgiliyiz. | Open Subtitles | اوه لا انا مع جايك، نحن عشاق |
| Burası arkadaşların sevgili olduğu ve sevgililerin cinsel münasebette bulunduğu bir yer. | Open Subtitles | هذا المبني الذي يصبح فيه الاصدقاء عشاق والعشاق يتفاعلون فيه جنسيا |