| Ön bacaklardaki servo motorlar, onları kas gibi şekillendirmemiz gerekti. | TED | كان علينا تشكيل الأقراص التي بالقدمين الأماميين على شكل عضلات |
| Göz, göz çukurunda 6 farklı kas, yağ dokusu ve optik sinirlerle tutunur. | Open Subtitles | العين مثبتة في تجويف العين عن طريق 6 عضلات ونسيج دهني والعصب البصري |
| Çünkü o kas yığınının mesela burasında hiç kas yok. | Open Subtitles | لكن كومة العضلات الغاضبة لم يكن لديه أي عضلات هنا |
| Kısa boylu köpekler, topuklarını ısırarak hayvan sürülerini otlatır; uzun köpekler porsukları ve tilkileri yuvalardan çıkarır; ince ve parlak türlü köpekler yarışırlar ve büyük, kaslı köpekler bekçilik yapar. | TED | من كلاب قصيرة ممتلئة الجسم إلى قطيع ماشية تغرس أطرافها؛ من كلاب ممتلئة إلى فرو هائج وثعالب خارج جحورها. إلى كلاب رقيقة وأنيقة للسباق. وكلاب ضخمة ذات عضلات لأداء الحراسة. |
| Kol kaslarım üzerinde çalışıyorum ve gerçekten iyi olabileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | كنت أمرن عضلات جسمي العلوية وأظن بإمكاني التفوق فيه فعلا |
| Eve koşarak gitmek zorundayız. Bacak kaslarımı esnetecek vaktim bile yok. | Open Subtitles | سنضطر للركض، لا يوجد حتى وقت لأمدد عضلات فخذي الرباعية الرؤوس |
| Çocuk konseri piyanisti olduğundan kas hafızasını geliştirmek için inanılmaz bir yeteneği vardı. | TED | كطفلة تعزف على البيانو في الحفلات اكتسبت قدرة كبيرة لتطوير عضلات الذاكرة. |
| Bağırsağınızda daha az para kazanıyorsunuz sindirin, kas ve konsumpsiyon iskelet sisteminize gönderin. | TED | تحصلون على الكثير من أجل القليل في أمعائكم، وتهضمونه وترسلونه إلى عضلات وعظام نظام الاستهلاك. |
| Bu bir ilerleyen kas zayıflığı hastalığı, baştan ayağa tüm kasları etkiliyor. | TED | هو مرض ضمور عضلي تدريجي يصيب عضلات الجسم جميعها. |
| Bence sen sadece bir dizi sağlam kas görüyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما ترينه هو مجموعة عضلات شكلها جميل |
| - Bende kas yok ki. - Öyle mi? - Nasıl hareket ediyorsun o zaman? | Open Subtitles | أنا ليس لدي اي عضلات أنت لا تريد حسنا كيف نحرك هذا |
| Adam sadece kas. Onda helikopter saldırısı düzenleyecek kafa yok. | Open Subtitles | انه فقط عضلات ليس لديه الذكاء الكافى للهجوم بمروحية |
| * Zorlu bir kovboyun kaslı kollarının * | Open Subtitles | لا،لا شيئ هناك ' مثل عضلات رجل راعي بقر صعب الميراث |
| Kramer daha kaslı, yüksek protein ihtiva ediyor. Senden daha iyi. | Open Subtitles | كرايمر لديه عضلات أكثر، نسبة بروتين أعلى، هذا أفضل للصحة. |
| Kramer daha kaslı, yüksek protein ihtiva ediyor. Senden daha iyi. | Open Subtitles | كرايمر لديه عضلات أكثر، نسبة بروتين أعلى، هذا أفضل للصحة. |
| Beyin kaslarım sezgilerini insana değil bilgiye dayalı olarak kullanıyor. | Open Subtitles | مع كامل احترامي سيدي عضلات دماغي ترتاح مع العمل على معلومات |
| Evet, öksürmek de karın kaslarımı çalıştırıyor. Taş gibi oldum. | Open Subtitles | أجل ، والسعال يعمل على تضخيم عضلات بطني أنا .. |
| Sonra orta duruşta, biyonik uzuv kişiyi yürüyüş adımına kaldırmak için yüksek tork ve güç üretir, baldır bölgesinde çalışan kaslara benzer şekilde. | TED | في منتصف العملية يقوم الطرف بضخ طاقة وعزم دوان عاليين لرفع الشخص إلى وضعية الخطوة كطريقة عمل عضلات الساق الخلفية |
| Hey, kim kalça kaslarıma masaj yapmak ister? | Open Subtitles | يا، الذي يُريدُ التَدليك عضلات حماري؟ |
| Vuruş enerjisinin, oyuncunun kaslarında nasıl üretildiğinden ayaklarının altındaki çimin uzama hızına kadar. | Open Subtitles | من كيف طاقة الضربة تم إنتاجها في عضلات اللاعب؟ الى سرعة نمو العشب |
| Yüs kaslarındaki en küçük değişimi bile ölçer, bu da stress ya da belli bir duyguyla bağ kurmamıza olanak sağlar. | Open Subtitles | يقيس أدنى التغيرات في عضلات الوجه مما يسمح لنا بالربط بين الإجهاد وبعض المشاعر المحددة |
| Bana değil, milyon dolarlık karın kasları olan adama teşekkür et. | Open Subtitles | لا تشكروني, اشكروا الرجل صاحب عضلات البطن التي تساوي مليون دولار. |
| Çok etkileyici kasların var Nelson. vücut çalışıyor musun? | Open Subtitles | لديك عضلات صدر مؤثرة جدا0 أتعمل على إنمائها؟ |
| Senden o kongre kasını esnetip bu işin altındakileri bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تبيّن عضلات البرلمان و تأتي لنا بحقيقة هذا الأمر. |
| Bu baklava karın kası değil. Resmen çelikten bir kasa. | Open Subtitles | تلك ليست عضلات البطن الستة تحت قميصك، إنها قطعة من الفولاذ |
| Bana güçlü kaslarla ilgili söylemediğin bir şey var. | Open Subtitles | شيء ما يخبرنى أنك لا تقصد تنشيط عضلات صدرك |
| Şimdi kollarımızda kaslarımızı oynatabiliyoruz fakat bitkilerin kasları yok. | TED | وفي أذرعنا، نقوم بتحريك العضلات، ولكن النبتة ليست لديها عضلات. |
| Bunun öğrencilere sadece üslü sayıları daha iyi öğreteceğini değil ayrıca doğru zihin kaslarını güçlendireceğini fark etmek önemlidir. | TED | ومن المهم أدراك ليس هذا فقط مايجعل الطالب يتعلم الأساسيات بشكل أفضل ولكنها ستتعزز في عضلات العقل. |