Her şeyin plana göre gittiğini varsayarsak, patojeni fırlatmak için hazırlaman ne kadar sürer? | Open Subtitles | على إفتراض أن كل شيئ سار حسب الخطة ما هو أقل وقت يمكنك فيه أن توفر كمية جيدة من المنتج ؟ |
Öpüştüğünüzü de varsayarsak virüs sana geçip omuriliğine bulaşmış ve felce neden olmuş olabilir. | Open Subtitles | على إفتراض أنّكما تتبادلان القبل فبوسع الفيروس الإنتقال وإصابة عمودكَ الفقريّ مسبباً حالة الشلل |
Dosya tuttuğunu varsayarsak dosyalar ya evinde ya da eğer varsa ofisinde. | Open Subtitles | على إفتراض أنّها تحفظ الملفات، فإنّها ستكون على الأرجح في منزلها أو مكتبها، لو كانت تستخدم واحداً. |
Kim olduğumu bildiğini varsayıyorum | Open Subtitles | على إفتراض أنَّ تَعْرفُ الذي يُمارسُ الجنس مع أَنا |
Bir bütçe dahilinde hareket ettiklerini varsayıyorum | Open Subtitles | حسناً ، أنا على إفتراض أنّ لديهم مال قليل |
Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler. | Open Subtitles | أن شهادتهم لا شك بها واثقون بأنكم أيها السادة ... ستتفقوا معهم على إفتراض |
Bunun dogru oldugunu varsayarsak kasayi bu kadar çok kez açabilmesi için katilin sürekli girebilecek durumda olmasi gerekir. | Open Subtitles | على إفتراض أنّ هذا صحيح، فإنّ القاتل سيحتاج لصلاحيّة وصول ثابتة للدخول إلى الخزنة هذا العدد من المرّات. |
-Evet. Kendini kaybedip bizi uykumuzda öldürmeye kalkmayacağını varsayarsak. | Open Subtitles | على إفتراض أن يذهب هذا وتحاول أن تقتلنا ونحن نيام |
Donarak ölmeyeceğimizi varsayarsak. | Open Subtitles | على إفتراض كوننا لن نتجمد حتى الموت قبل ذلك |
Tok'ra'nın bizle burada buluşacağını söyleyen mesajın Tok'ra tarafından gönderildiğini varsayarsak. | Open Subtitles | على إفتراض ان التوك-رع من أرسل الرسالة لمقابلتهم هنا |
Doğrudan düzüşme olduğunu varsayarsak? | Open Subtitles | على إفتراض أنها ممارسة جنسية مباشرة؟ |
Tabii Saylona inandığımızı varsayarsak. | Open Subtitles | .. على إفتراض أننا نصدق السيلونز |
Kaptan, tam büküm yeteneğimiz olduğunu varsayarsak ve büküm yedi hızına ulaşırsak, yabancı nesneyle 20,1 saatte temas kurabileceğiz. | Open Subtitles | كابتن، على إفتراض أن لدينا قيادة "وارب" كامله تسريع "الوارب" إلى 7 في الرحيل عن نظام الطاقة الشمسية سوف يجعلنا نلقى المعتدي خلال 20.1 ساعة |
Hanna'nın kaçtığını varsayarsak, birkaç yıl sonra Lafayette, Louisiana'ya gider. | Open Subtitles | على إفتراض أنّ (هانا) هربت، بعد سنتين لاحقاً، |
Tyson'nın mahkumlara ödeme yaptığını varsayarsak tabii. | Open Subtitles | ذلك على إفتراض أنّ (تايسون) قد دفع لسجين. |
Dişlerin Jack Rollins'e ait olduğunu varsayarsak dişleri çektiğinde muhtemelen ölmüştür zaten. | Open Subtitles | على إفتراض أنّ الأسنان تنتمي لـ(جاك رولنز)، فعلى الأرجح أنّه كان ميتاً عندما أزيلت. |
Ama bu silahın kaydı var anlamına gelir, yasal yollardan sattığını varsayıyorum. | Open Subtitles | ذلك يَعْني هناك a سجل، على إفتراض أنَّ مَررتَ به القنوات الصحيحة لبَيْعه. |
Kafa travması ya da hafıza kaybı yaşamayacağını varsayıyorum tabii. | Open Subtitles | على إفتراض أنك لن تتعرض لصدمة قوية بالرأس يمكن أن تؤدي لفقدان الذاكرة أو... |
- Gerçeklerin kanıtlarda olmadığını varsayıyorum, sayın Yargıç - Avukat tanıklık ediyor, sayın Yargıç | Open Subtitles | على إفتراض الوقائع لا الأدلة ، حضرتك - المستشار يشهد ، حضرتك - |
Bunun edebi bir soru olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | على إفتراض أنه سؤال بلاغي |
Sizlerin de onlar gibi... tüm zencilerin yalan söylediği... tüm zencilerin esas olarak ahlaksız yaratıklar olduğu... kadınlarımız söz konusu olduğunda hiçbir zenci erkeğe güvenilemeyeceği... varsayımını... bu iğrenç varsayımı benimseyeceğinizden emindiler. | Open Subtitles | أن شهادتهم لا شك بها واثقون بأنكم أيها السادة ... ستتفقوا معهم على إفتراض |