- Muhtemelen görülmeyecek kadar küçüktü ve birkaç saat önce başlamıştı. | Open Subtitles | على الاغلب انه صغير جدا لنراه و هو ينزف منذ ساعات |
Muhtemelen, şu ana kadar olduğumdan daha iyi profilci olabilirsin. | Open Subtitles | على الاغلب انتى محللة افضل مما سوف اكون انا يوما |
Yani Muhtemelen kadın, adamın cinayetlere onsuz devam ettiğinden habersiz. | Open Subtitles | اذا هى على الاغلب غير مدركة انه استمر بالقتل بدونها |
Yani bu çocuk, Muhtemelen kötü muameleye maruz kalmış, yolu boyunca karşılaştığı hemen her yetişkin tarafından terk edilmiş, gözardı edilmiş, ihanete uğramıştır. | TED | وهذا الطفل .. قد تعرض على الاغلب الى الاساءة والهجر والاهمال والخيانة من قبل كل بالغ صادفه في حياته |
- Ne yazık ki eğer bu hazine gerçekse, Büyük ihtimalle kırmızı tünellerden birinde. | Open Subtitles | لسوء الحظ إن كان هذا الكنز موجوداً فإنه موجود على الاغلب في واحد من الأنفاق الحمراء |
Metal dedektörden geçerseniz Muhtemelen ölüyorsunuz. | TED | وإن عبرت عبر كاشف للمعادن فسوف تلقى حتفك على الاغلب |
size çok içten gelen bir yakınlıkta Muhtemelen sık sık düşünmediğiniz bir şey. Bu, bütün hislerinizin, | TED | شيء أقرب إليك من منزلك وربما لا تفكر فيه على الاغلب معظم حياتك رغم ان كل المشاعر والاحساسيس |
Anneyi görüyorsunuz iki kızın arasında, Muhtemelen sağ ve soldaki, ve sağ tarafta tek yumurta. | TED | ترى هنا الام في الوسط وابنتاها , على الاغلب من جهة اليمين والشمال, وبيضة وحيدة على جهة اليمين. |
Seni şaşırtabilirim. Muhtemelen bu konuda zannettiğinden daha iyiyimdir. | Open Subtitles | انني قد افاجئكي انا على الاغلب اكثر مما تعتقدين |
Muhtemelen 21 veya 22'sinde almışlardır. | Open Subtitles | على الاغلب أنهما تخرّجا بعمر الـ21 أو الـ22 |
Muhtemelen hepimizin hatta neredeyse herkesin ajan olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | انه على الاغلب يعتقد اننا جميعا عملاء انه تقريبا يعتقد ان الجميع هكذا |
Evet, Muhtemelen ben de babam olmasa oynamazdım. | Open Subtitles | نعم، على الاغلب لم اكن لأفعل ايضا، لولا ابى |
Balta yarasına gelince, saplanma açısına bakarak Muhtemelen kadın ve ondan kısa birisinin attığını ve kavga izinin olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | باستثناء جرح الفاس , والحكم من زوايا داخلية اتت من شخص اقصر انثى على الاغلب لا شئ يشير هنا الى حدوث عراك |
Balta yarasına gelince, saplanma açısına bakarak Muhtemelen kadın ve ondan kısa birisinin attığını ve kavga izinin olmadığını söyleyebilirim. | Open Subtitles | باستثناء جرح الفاس , والحكم من زوايا داخلية اتت من شخص اقصر انثى على الاغلب لا شئ يشير هنا الى حدوث عراك |
Alman anne, Muhtemelen 50'li yıllarda buraya göç etti. | Open Subtitles | ام المانية، على الاغلب هاجرت للبلدة فى الخمسينات |
- Kontrol saplantısı olan bir erkek, günlük hayatta Muhtemelen kendini güçsüz hissediyordur. | Open Subtitles | رجل مهووس بالسيطرة لهذه الدرجة على الاغلب يشعر بالضعف في حياته اليومية |
Muhtemelen sıradan bir ev partisi. Seni sonra bırakırız, olur mu? | Open Subtitles | على الاغلب انها حفلة منزلية غبية سنقلك بعده، اتفقنا؟ |
Muhtemelen benimle aynı duyguları paylaşmayan eski karısına hâlâ ihtirasla bağlı kural tanımayan İspanyol bir ressam için mi öyle olmasa ne yazar? | Open Subtitles | لرسام اسباني بوهيمي لديه حب لزوجته السابقة على الاغلب لا يشاركني مشاعري |
Ama öyle birileri olsa, Büyük ihtimalle benim gibi birine kızgın olurdu. | Open Subtitles | لكن شخص كذاك.. كان سيكون على الاغلب منزعج من شخص مثلي |
Büyük ihtimalle yerel bir balıkçı, kesinlikle alkolik, küfürbazlığı, sadistlik düzeyinden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | على الاغلب صياد محلى مدمن كحول بدون شك و بناءا على مستوى سادية هذا الجانى مسىء عنيف |
Eğer bu notu okuyorsan ben büyük ihtimal ölmüşümdür | Open Subtitles | واذا كنت تقرأ هذا فأنا على الاغلب لست على قيد الحياة |
İki hafta içinde çok saç döktüm; Çoğunlukla burada. | Open Subtitles | لقد فقدت فى اسبوعين الكثير من الشعر على الاغلب هنا |