| Çocukken elini halıya sürtüp de hiç statik elektrik elde etmedin mi? | Open Subtitles | ،عندما كنتِ طفلةً هل سبق وفركتِ يدكِ على السجادة وصنعتِ كهرباء ساكنة؟ |
| Onu vuramam. O bir insan. halıya kanı akacak. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أطلق عليه الرصاص، إنه إنسان، سينزف على السجادة. |
| Yatak odasındaki Halının üzerinde Mark Jeffries'e ait olmayan sperm örneği bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا المني على السجادة في غرفة النوم لا ينتمي للاحتفال جيفريز. |
| Uzmanlarım Halıda iki adamın da ayak izlerine rastladı. | Open Subtitles | خبرائى وجدوا اثار اقدام كلا الرجلين على السجادة. |
| Seninkini görmek istiyoruz. Kirmizi halidan yürümeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نرى عرضك, نريدك أن تسير على السجادة الحمراء |
| PM: Az önce bir tabak dolusu sosisi yere saçtı, yepyeni halının üstüne. | TED | بيتر مولينكس : حسنا لقد قام مايلو بايقاع طبق من النقانق على الارضية وتحديدا على السجادة الجديدة |
| Orası iğrenç bir yerdi. halının üstünde her şeyi bulabilirdiniz. | Open Subtitles | ذلك المكان كان مقزز, يمكنك العثور على أي شئ على السجادة. |
| halının üzerine kan yayılmış bu kan deryasından bir kısmı da kanepeye sıçramıştı. | Open Subtitles | كانت الدماء تسيل منه على السجادة ومنها تكونت بركة من الدماء تحت الأريكة |
| Stewie, halıya çiş yaptığın için mi sinirlisin? | Open Subtitles | ستيوي ، هل انت غاضب لانك تبولت على السجادة ؟ |
| Tanrım, yine mi Brian? Neden halıya işemeyi kesemiyorsun? | Open Subtitles | يا الهي ، مرة أخرى لماذا لا اتوقف عن التبول على السجادة ؟ |
| Emilio'yu kavanozundan alıp halıya koyduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت بأنها قد أخرجت إميليو من إناءه الزجاجي ثم وضعته على السجادة |
| 103 no'lu odadaki kanlı halıya basan herkes geride bir ayak izi bıraktı. | Open Subtitles | كلّ من خطا على السجادة الدامية بغرفة 103 خلّف أثر أقدام |
| Katil, yastığı kaldırıp kanı görünce yastığı halıya düşürmüş ve her şeyi olduğu gibi bırakmış. | Open Subtitles | و حين يزيل القاتل الوسادة و يرى الدم يرميها على السجادة و لا يهتم بإعادة أي شيء لمكانه |
| Ve işte orada- lanet Halının üzerinde görebilirsin bunu. | Open Subtitles | وهناك .. يمكن رؤية ذلك على السجادة اللعينة |
| Muhtemelen önemli bir şey değildir ama Halının üzerinde küçük bir çocuğun şeklinde leke var. | Open Subtitles | على الأرجح الأمر لا يهم لكن هنالك بقعةٌ على السجادة على شكل طفلٍ صغير |
| Halının üzerinde, mutfakta, her yerde. | Open Subtitles | على السجادة ، في المظبخ ، في كل مكان |
| Halıda çırpınan bir balık ve Halıda çırpınmayan bir balık. | Open Subtitles | سمكة تتقلب على السجادة أو سمكة توقفت عن التقلب على السجادة |
| - Kirmizi halidan yürü. | Open Subtitles | سر على السجادة الحمراء |
| Biraz önce Jeff kanepeyi halının üstüne almama yardım etti. | Open Subtitles | قبل قليل جيف ساعدنى فى تحريك الاريكة على السجادة |
| Bir öğleden sonra sırt üstü uzanmış halının üstünde sırtını kambur yapmış, dilini ağzından dışarı çıkarmış, gövdesini göbeği üzerinde çevirebilmişti. | TED | في الظهيرة كانت مستلقية على ظهرها وكانت ظهرها منحنياً على السجادة وتخرج لسانها من أحد جوانب فمها واستطاعت أن تثني جسدها على بطنها |
| Onu dövdükten sonra fetusu halının üzerine sıçmıştır. | Open Subtitles | بعد الضرب الذي تلقته , على الأرجح انها الآن تتغوط الجنين على السجادة |