| Sen altın madalyalı ağır siklet tacını takan çocuksun | Open Subtitles | أنت الحائز على الميدالية الذهبية بالتاج في الوزن الثقيل |
| Bronz madalyalı maraton bisikletçimiz... | Open Subtitles | سائق دراجةأميركي حائز على الميدالية البرونزية في الماراثون |
| Altın madalyalı Japon artistik patinajcısı mısın? | Open Subtitles | أنتي متزلجة على الجليد حاصلة على الميدالية الذهبية اليابانية؟ |
| Düşünsenize, altın madalya kazanmaktan daha güzeli onu vatandaşınızla paylaşmak olmalı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الاحلى من الحصول على الميدالية ان تتشاركها مع احدهم |
| Altın madalya sadece cesaret ve azim dolu bir yürekle alınır. | TED | وحده القلب الذي لا يخاف والممتلأ بالإصرار هو الذي سيحصل على الميدالية الذهبية |
| 'Beden Eğitimi Öğretmenimiz / Rae Olimpiyatlarında altın madalyalı seks atleti.' | Open Subtitles | معلم التربية البدنية /حاصل على الميدالية الذهبية \رياضي جنس في دورة العاب ري الاولمبية |
| Şaşırtıcı değil -- bu yıl 100 metre koşusunda altın madalya kazandı. | TED | ليست مفاجئة -- فقد حصلت هذه السنة على الميدالية الذهبية لسباق 100م. |
| Açıklamaları karısı yaptı, Ludmilla Vobet Drago - yüzmede altın madalya sahibi. | Open Subtitles | برايز رينج دعيا من قبل زوجتة لودميلا دراجو الحاصلة على الميدالية الذهبية فى السباحة. |
| Anlamıyor musun? Şu an Cinsel Özel Olimpiyatlarında altın madalya kazanmış gibisin. | Open Subtitles | لقد حصلت على الميدالية الذهبية في الأولمبياد الجنسي |