| Karın üçüncü hatta. Acil olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | زوجتك على خط ثلاثة تقول أنّها حالة طارئة |
| - Greg, John Duncklee üçüncü hatta. - Şimdi olmaz. Onu sonra ararım. | Open Subtitles | جريج, عندى جون دنكلى على خط 3 ليس الأن سوف أحدثه لاحقا |
| Annem çiftliklerde çalıştı, sonra da altı gün, çift vardiyalı araba montaj hattında. | TED | عملت أمي في الحقول وثم على خط تجميع السيارات تعمل ستة ايام وبدوامين |
| Vardiyanıza başlıyordunuz ve seri üretim hattında X sayıda alet üretmekten sorumlu oluyordunuz. | TED | فكان الشخص يبدأ دوامَه بحيث يكون مسئولًا عن تنفيذ عددٍ مُعيَّن من القطع وتجهيزها على خط التجميع. |
| Habeşistan'da telefon hattı almak için ortalama bekleme süresi yedi ya da sekiz yıl. | TED | فإن متوسط وقت الانتظار للحصول على خط أرضي في اثيوبيا في الواقع حوالي سبع إلي ثماني سنوات. |
| Verileri transfer etmek üzere, güvenilir bir hattan kendisini aramanı istiyor. | Open Subtitles | يريدك أن تتصلي به على خط آمن حتى يستطيع تحميل البيانات |
| 60 dakika oyunun her iki yönünde, başlangıç çizgisinde sizi ezdik. | Open Subtitles | لمدة 60 ثانية صلبة سيطرنا على خط المشاجرة على جانبى الكرة |
| Özel bir hat almanın bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد ان هناك طريقهً ما للحصول على خط هاتف خاص بك |
| Aynı zamanda, bu adamın Orta Asya petrol boru hattına saldırı düzenlenmesinden sorumlu olduğuna dair onaylanmış bilgi var. | Open Subtitles | لدى أيضا معلومة تؤكد أن هذا الرجل هو المسئول عن الهجوم على خط الأنابيب الآسيوي المركزي |
| Tamam, dönen toplardan Zıbar ribaund yapan... ölüm çizgisine adım atabilir! | Open Subtitles | والآن أي شخص ارتدت عليه بعض الكرات ليقف على خط الموت |
| Dr. Freud, birinci hatta, Raymond. | Open Subtitles | الدكتور فرويد على خط واحد بالنسبة لك، ريموند. |
| DEA'dan Ajan Stark birinci hatta. - Kim? | Open Subtitles | الوكيل تارك من دي إي أي على خط رقم واحد لك |
| Bu konuşmayı güvensiz bir hatta yakaladım. | Open Subtitles | رصدتُ هذا الإرسال الإذاعي على خط هاتف غير مؤمّن |
| Bu ses iletimini güvenli olmayan bir hatta buldum. | Open Subtitles | لقد رصدتُ هذا البث الصوتي على خط غير آمن |
| Bilgi Teknolojisi'ndeki adamı hatta bağlayın. | Open Subtitles | الحصول على الرجل تقنية المعلومات لدينا على خط المرمى. |
| - 3 numaralı hatta Gordon Byron var. | Open Subtitles | جوردون بايرون على خط الثلاث. أوه، الله، أقول له أنا لست في. |
| Bir bilim adamı bunun banliyö hattında hazırlandığını hemen söylebilirdi. | Open Subtitles | اى خبير علمى سيعلن فورا انها كتبت على خط بين المدن |
| Onu tekrar ararım. Beyaz Saray hattında mı? | Open Subtitles | سأعاود الإتصال بها أليست على خط البيت الأبيض؟ |
| Ev hattında, takip etmek için bir cihaz var. Dinlemek için değil. | Open Subtitles | لدينا آلة تتبع على خط المنزل يا مارك ولكن لا يمكننا الاستماع الى المحادثات |
| hattı kestiniz. Hat alabilir miyim? | Open Subtitles | أنتم تقطعون كل المكالمات القادمة هل يمكننى الحصول على خط تليفون |
| Ben güvenli hattan Shenoy efendimi arayıp, sana bilgi vereceğim. | Open Subtitles | سأتحدث إلى سيد شينوي على خط آمن وبعدها سأتصل بك |
| 30 metre çizgisinde durduruldu. İnanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | انه فى خط ال 40 وقارب على خط 34 هل تُصدقون ذلك؟ |
| Bana bir hat bulana 50 sterlin veririm. | Open Subtitles | خمسون دولار لأول شخص يحصل لي على خط خارجي |
| Teğmen, kahramanca ateş hattına girip Çin mahallesini bombalayan saldırganları adalet önüne çıkarmıştır. | Open Subtitles | المساعد في الشجاعة على خط النار ولتقديمه للعدالة هؤلاء المسؤولين عن تفجيرات الحي الصيني |
| O zaman temel soru: Gözünü ödülden ayırmamak ve sadece bitiş çizgisine odaklanmak egzersiz deneyimlerini değiştirdi mi? | TED | السؤال الهام إذًا: هل إبقاء أعينهم على الجائزة والتركيز الشديد على خط النهاية، غيَّرا تجربتهم في التمرين؟ |
| Buradaki soğuk su, ekvatorda yaşamalarına olanak sağlar. | Open Subtitles | تسمح المياه الباردة لهم هنا للبقاء على خط الإستواء |