Dinle, bu telefonun nasıl eline geçtiğini bana söylemelisin. | Open Subtitles | اسمعي، يجب عليكِ أن تخبريني كيف حصلتِ على هذا الهاتف ؟ |
Bunu istediğini söyledin diye beraber yapalım dedim ama yardımımı istiyorsan nerede olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أخبرتيني بإنّكِ أردتِ فعل هذا، وأخبرتكِ بإنني سأفعلها معكِ .. لكن إذا أردتِ مساعدتي، عليكِ أن تخبريني بمكانه. |
Tam olarak nerede olduğunuzu ve neler olduğunu anlatmanız gerek. | Open Subtitles | "عليكِ أن تخبريني بالضبط أين أنتم وماذا يحدث." |
Tam olarak nerede olduğunuzu ve neler olduğunu anlatmanız gerek. | Open Subtitles | "عليكِ أن تخبريني بالضبط أين أنتم وماذا يحدث." |
Bunu bana söylemek zorunda değildin. | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تخبريني ذلك |
Nasıl olduğunu bana söylemek zorundasın | Open Subtitles | عليكِ أن تخبريني بالطريقة |
Bana nerede bulduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تخبريني من أين أحضرتِه |
En azından bana neler olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | أقلّه عليكِ أن تخبريني بما حدث |
Bana nereden aldığını söylemelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تخبريني من أين جئتي به |
Nasıl olduğunu bana söylemelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تخبريني كيف ذلك |
Tabii ki, söylemelisin. | Open Subtitles | بالطبعِ عليكِ أن تخبريني. |
Tabii ki bana söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | بالطبع لايجب عليكِ أن تخبريني |
Bay Canfield'in nereye gittiğini bana söylemek zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ أن تخبريني بمكان الذي (ذهب إليه السيد (كانفيلد |