| Babamın dediği her şeyi yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعلم ، أنّه ليس عليك أن تقوم بكل مايخبرك به والدي |
| Bunu yapmak zorunda değilsin. Biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | ليس عليك أن تقوم بذلك أن تعلم ذلك , أليس كذلك؟ |
| Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن أفعل ذلك عليك أن تقوم بشيئ من أجلي |
| Kesinlikle...ama önce bana bir iyilik yapmak zorundasın. | Open Subtitles | بصدق بالطبع، ولكن عليك أن تقوم بأداء خدمة صغيرة لي |
| Harika. Kamikaze uçuşunu yapmana gerek kalmadı. | Open Subtitles | عظيم لا يتوجب عليك أن تقوم بجولتك الإنتحارية |
| Ama önce benim için bir şey yapman gerek. | Open Subtitles | لكن عليك أن تقوم بشيء من أجلي أولاً. |
| Siz de bir rahipin yapması gerekenleri yapmalısınız. | Open Subtitles | أيها الأب عليك أن تقوم بما يفترض لأي قسيس القيام به |
| Bu işleri hesapta senin de yapman gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بمثل هذه الأمور أيضاً |
| Demek istediğim, hayat karşına kalbini sökü atacak böyle taşak sıkıcılar çıkarttığında yapman gereken şey bunları savacak bir şeyler bulmaktır. | Open Subtitles | مقصدي، عندما ترسل لك الحياة إمرأة تدمر ثقة الرجل ، سوف تمزق قلبك ..عليك أن تقوم مضاد لها |
| Bir gün büyüdüğünüzde siz de aynı şeyi yapmak zorunda kalacaksınız. | Open Subtitles | في يومٍ ما، سوف تكبر، وسيكون عليك أن تقوم بالمثل |
| Eh , biz daha bileceksiniz zaman EğerC.T. olsun geri , edeceksin gibi görünüyor ama Bir spinal füzyon yapmak zorunda . | Open Subtitles | سنعرف أكثر بعد الحصول على التصوير المقطعي و لكن يبدو بأنه سيجب عليك أن تقوم بعملية صهر في العمود الفقري |
| - Beni kurtarmak için yapmak zorunda kaldıkların dönüşmek zorunda kaldığın kişi, bana, günahkâr Cullen Bohannon'a sahip çıkmak ve günahlarımdan arındırmak için yapmak zorunda kaldığın fedakârlıklar... | Open Subtitles | ما كان عليك أن تقوم به لتنقذني ما كان عليك أن تُصبح التضحيات التي كان عليك أن تفعلها |
| Bir kez oraya geldiniz mi, artık bunu yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ..حالة الآلهة و حالما تَصِل إليها فليس .عليك أن تقوم بهذا مُجدداً |
| Eğer kalkmak istiyorsan benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن ذلك عليك أن تقوم بشيء من أجلى |
| Sen yapman gerekeni yapmalısın Danny de anlayışlı olmalı. | Open Subtitles | عليك القيام بما يجب عليك أن تقوم به داني رجل رائد و عليه فهم ذلك.. |
| Yardımımı istedin, daha iyisini yapmalısın. | Open Subtitles | تريد مساعدتي ، عليك أن تقوم بعمل أفضل من ذلك |
| Artık daha fazla ders yok. Gerisini kendi başına yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون هناك دروس أخرى سيكون عليك أن تقوم بهذا لوحدك |
| Hem de o senin listende. Listendekileri yapmak zorundasın. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها في لائحتك عليك أن تقوم بهذا |
| Bunu farkeden her insanın vereceği cevap, eğer bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsan kendin yapmak zorundasın. | Open Subtitles | الجواب هو بأن على كل فرد أن يُدرك أنّه إذا أردّت القيام بشيء بشكلٍ صائب، عليك أن تقوم به بنفسك. |
| Özel bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك أن تقوم بشيء. |
| Ama senin konuşmayı yapman gerek. | Open Subtitles | ماذا... يجب... يجب عليك أن تقوم بِخُطبَة التأبين. |
| Kumandanım, bunu hızlı yapmalısınız. | Open Subtitles | أيها القائد ، عليك أن تقوم بهذا الأمر بسرعة. |
| Sanırım bir değişiklik yapman gerekiyor. | Open Subtitles | أعتقد بأن عليك أن تقوم بالتغيير. |
| Demek istediğim, hayat karşına kalbini sökü atacak böyle taşak sıkıcılar çıkarttığında yapman gereken şey bunları savacak bir şeyler bulmaktır. | Open Subtitles | مقصدي، عندما ترسل لك الحياة إمرأة تدمر ثقة الرجل ، سوف تمزق قلبك ..عليك أن تقوم مضاد لها |