| Uykusu bölünür ve ben vardığımda bir daha uyandırmış olurum. | Open Subtitles | ستوقظها البرقية، و عندما أصل سأوقظها مرة ثانية. |
| Bana bak, tüm gün yollardaydım ve bu gece eve vardığımda sabah olmuş olacak. | Open Subtitles | اسمع ، أنا أقود طوال اليوم ، و عندما أصل إلى منزلي الليلة سيكون ذلك في الصباح |
| 18 yaşıma Gelince okumam için yazmıştı, ama ben şimdiden açtım. | Open Subtitles | , كتبتها لأقرأها عندما أصل لـ 18 . لكني فتحتها |
| Ama oraya gittiğimde, sanırım herşeyi unutacağım. | Open Subtitles | لكن عندما أصل هناك، أعتقد أني سأنسى كل ما يتعلق بها |
| - Ona,Dallas'a varınca arayacağımı söyle. - Dallas mı? | Open Subtitles | أخبريه أنني سأتصل به عندما أصل إلى دالاس دالاس؟ |
| Annemin saçlarının döküldüğü kısma Geldiğimde, ..."Fix You" şarkısını mırıldanmanı istiyorum. | Open Subtitles | عندما أصل في حديثي إلى حيث تساقط شعر أمي من المرض |
| Sadece bana Montreal'e döndüğümde sizi bulmamı söyledi. | Open Subtitles | كل ما قاله أن عليّ البحث عنك عندما أصل لمونتريال |
| Son harfe ulaştığımda ilk harfi unutuyorum. | Open Subtitles | عندما أصل إلى الحرف الأخير لا أستطيع أن أتذكر الحرف الاول |
| Kristen, gittiğim yere varır varmaz sizi bırakacağım. | Open Subtitles | كريستا , سوف أتركم تذهبوا عندما أصل للمكان الذي أريده ؟ |
| -Eve vardığım zaman dönüp geri gelmem gerekiyor. | Open Subtitles | فكنت عندما أصل المنزل، يتوجب علي أن أقفل راجعةً. |
| Kanada'ya vardığımda sana bir kart atarım... üstüne de adresimi yazarım. | Open Subtitles | عندما أصل الي كندا سوف أكتب لك خطابا من هناك و سوف أضع عنواني عليه |
| Kanada'ya vardığımda sana bir kart atarım... üstüne de adresimi yazarım. | Open Subtitles | عندما أصل الي كندا سوف أكتب لك خطابا من هناك و سوف أضع عنواني عليه |
| Emin değilim, oraya vardığımda söyleyecekler. | Open Subtitles | لست متأكّد، لكنّهم س أخبرني عندما أصل إلى هناك. |
| Depolama odasına vardığımda, kutuyu argonla doldurdum... ve sızıntıları önlemek için kemer sıkmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما أصل إلى المخزن سأملأ الصندوق بغاز الأرغون ويجب أن أربطه جيداً لأضمن عدم التسرب |
| Bunu eve Gelince konuşsak anne? | Open Subtitles | هل يمكننا التحدّث عن هذا عندما أصل إلى البيت، أمّي؟ |
| Bunu denemek için bir sürü vaktim var ve zamanı Gelince yapacağım. | Open Subtitles | لدي الكثير من الوقت , لاعيد تجربة الاشياء , وسوف أصل للجنس عندما أصل اليه |
| Gecikirsem gönder onları, Gelince çağırırım. | Open Subtitles | إن تأخرت, إجعليهم يرحلون وإتصلي بهم عندما أصل |
| Cennetin kapısına gittiğimde eminim adam: | Open Subtitles | عندما أصل الى نهاية الحياة، فإنهم لن يقولوا |
| Eve gittiğimde bütün konserveleri açacağım. | Open Subtitles | عندما أصل إلى المنزل سأتمكن من فتح جرار المخلل بسهولة |
| Birkaç hafta sonra evde olacağım. varınca sana bir kaset yollarım. | Open Subtitles | سأكون في المنزل بعد بضعة أسابيع, و سأرسل لكِ شريط عندما أصل هناك. |
| Ama köprünün ortasına Geldiğimde şu sözler fısıldanıyor bana. | Open Subtitles | و لكن عندما أصل لقمة الجسر هذه الكلمات تأتي لي كهمس |
| Sonra eve döndüğümde mücevher kasana koyarım. | Open Subtitles | و عندما أصل إلى المنزل سأضعه في علبة مجوهراتك |
| İyi olduğundan emin olmak istiyorum. Oraya ulaştığımda sana haber veririm. | Open Subtitles | سأطمئنّ أنه بخير، سأهاتفكِ عندما أصل إلى هناك |
| Eve varır varmaz yapacağım ilk iş bu. | Open Subtitles | هذا أول شئ سأفعله عندما أصل للوطن |
| Yüce İsa'nın üzerine yemin ediyorum ki Terry Bellefleur eve vardığım zaman seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim. | Open Subtitles | أقسم بيسوع المقدس، تيري بلفلور، سألكم وجهك إلى ما خلف رأسك عندما أصل إلى المنزل |