"عندما وصل" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldiğinde
        
    • vardığında
        
    • ulaştığında
        
    Görünen o ki geçen gece eve geldiğinde merdivenden düşmüş. Open Subtitles يبدو أنه عندما وصل تلك الليلة سقط من على الدرج
    Üç gün önce geldiğinde bağımlısı olduğu aynı kimyasal madde. Open Subtitles نفس المواد التي كان يتعاطاها عندما وصل قبل ثلاثة أيام
    Ama o ışığa geldiğinde, büyük bir sorunumuz olduğunu biliyorduk. TED ولكن عندما وصل الأمر إلى الإضاءة عرفنا أن هناك مشكل كبير.
    kamerasını götürmüş ama oraya vardığında bunu bir türlü yapamadığını farketmiş. TED اخذ الكاميرا الى هناك ليلتقط صور, ولكن عندما وصل الى هناك اكتشف انه لايستطيع ذلك. لم يستطع ان يلتقط
    Adamlarımız ulaştığında, kurbanı canlandırmaya çalışıyormuş. Open Subtitles عندما وصل رجالنا هناك، كان يحاول إنعاش الضحية.
    Daha önce hiç ebeveyn olmamıştık, eşim ve ben ilk kez eve geldiğinde ev turu yaparak ona misafir gibi davrandık. TED لم نكن والدين من قبل أبداً، زوجتي وأنا، لذا عاملناه مثل الضيف عندما وصل البيت أول مرة، بإعطائه جولة.
    Hastaneye geldiğinde başından yaralıydı... ama sizin kadar şanslı çıkmadı. Open Subtitles وكسب امرأة بالبريد كان لديه إصابة بالرأس أيضًا عندما وصل للمستشفى
    Peder Merrin geldiğinde kendisini nasıl hazırladı? Open Subtitles عندما وصل الاب مارين الى هنا كيف اعد نفسه ؟
    Yeni şerif kasabaya geldiğinde sadece kendi işime bakıyordum. Open Subtitles أنا فقط كنت أهتم بأموري عندما وصل نقيب الشرطة الجديد إلى المدينة.
    O şey geldiğinde bir senedir ordudaydım. Open Subtitles لم يكن قد مر علي أكثر من سنة بالجيش عندما وصل ذلك الشئ الشيطاني
    Günler sonra Churcill, Truman'ın davetlisi olarak Birleşik Devletler'e geldiğinde, bu mesaj pekiştirildi. Open Subtitles وبعد أيام، زاد أثر هذا القلق عندما وصل تشرشل إلى الولايات المتحدة بدعوة من الرئيس ترومان
    Sanırım kardeşin eve geldiğinde fırtınalar koparan kız da oydu. Open Subtitles هي ذاتها على ما أعتقد التي كنت تمارس معها فوق عندما وصل أخوك إلى البيت
    Buraya geldiğinde çok çekingen bir hayvandı. Open Subtitles لقد كان حيواناً خجولاً للغاية عندما وصل إلى هنا
    Onun bölüğü geldiğinde eğer o yatak odasındaysa bu mantıklı. Open Subtitles يمكن ان هذا ما حصل كان في غرفة النوم عندما وصل المهاجمون كسـر قفل الباب
    geldiğinde Emily uyanık mı baksın diye kızımı yukarıya gönderdim. Open Subtitles عندما وصل أرسلت ابنتي أليس لتصعد وترى إذا كانت إيميلي مستيقظة
    O geldiğinde, sal çoktan yanmaya başlamıştı. Open Subtitles لقد كان قاربك يحترق بالفعل عندما وصل هو.
    Bomba bizimle görüştüğü sırada yerleştirilmiş olmalı yoksa FBI ofisine geldiğinde patlardı. Open Subtitles لابد انه وضعه عندما كان معنا او كان انفجر عندما وصل للمكتب الميدانى
    Bir mahalle esnafı, birkaç saat önce fark etmiş ama işe ilk geldiğinde fark etmediğini düşünürsek buraya 7.50 ve 8.05 arasında atıldığını düşünüyoruz. Open Subtitles تاجر محلي لاحظها قبل عدة ساعات ولكن بالنظر لأنه لم يراها عندما وصل الى العمل فورا فظننا انها رميت هناك
    Malagasy'ye vardığında, politik durum tamamen değişmişti, artık Başkan Njala'nın öldürülmesine gerek yoktu. Open Subtitles عندما وصل الى مدغشقر كان الوضع السياسي قد تغير تماما وانتفت الحاجة لقتل الرئيس نجالا
    Buraya vardığında imparatorluk tarafından geçit töreniyle karşılanmadı. Open Subtitles عندما وصل إلى هنا لم يكن هناك موكب لاستقباله ولم تكرمه الدولة
    Nehrin dibine vardığında kasa büküldü. Open Subtitles عندما وصل لقاع النهر، الخزنة تلوّت بفعل الضغط
    Öyle parlak ki, patlamanın ışığı 1987'de Dünya'ya ulaştığında çıplak gözle görülebiliyordu. Open Subtitles كان كبيراً لدرجة أنه عندما وصل ضوئه للأرض عام 1987 كان ظاهراً للعين المجردة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more