| Bu tür şeyleri konuşmuyoruz. | Open Subtitles | بربكِ، تعلمي أنّنا لم نتحدث عن هذه الأمور |
| Bu tür şeyleri Bo ve Kenzi ile konuş olmaz mı? | Open Subtitles | تكلمي مع بو و كينزي عن هذه الأمور موافقة ؟ |
| İşte, bu suratının hali yüzünden böyle şeylerden bahsetmiyorum. | Open Subtitles | انظر ، هذا الوجه ، لهذا السبب لا أتحدّث معك عن هذه الأمور |
| Üzgünüm. Sana söz veriyorum Bir daha böyle şeylerden bahsetmeyeceğim. | Open Subtitles | آسف، أعدكِ، لن أتحدّث عن هذه الأمور الجنونيّة |
| Bir kadına yaşını sorulmaz biliyorum ama bu tip şeyleri takmazsın, değil mi? | Open Subtitles | لكنك لست عاجزة عن هذه الأمور السطحية، أليس كذلك؟ أصغر قاضية عليا |
| Tüm bunlar hakkında seninle konuşmayı seviyorum. | Open Subtitles | أحب أن أتكلم معك عن هذه الأمور |
| Bilmiyorum, ben bu şeyler hakkında çok şey biliyoruz demek | Open Subtitles | لا أعرف ، أعني أنك تعرف الكثير عن هذه الأمور |
| bu şeyleri konuşmaktan nefret ederim, ama sokaktaki herkes sen ve Tom'un birlikte olmanız gerektiğini bilir. | Open Subtitles | اكره الحديث عن هذه الأمور لكن الجميع في الشارع يعرف انك و توم يفترض ان تبقيا سوية |
| - Bu tür şeyleri bilirim. | Open Subtitles | اعرف عن هذه الأمور |
| Tanrınızın önünde böyle şeylerden nasıl bahsedebilirim? | Open Subtitles | هل بإمكاني الحديث عن هذه الأمور أمام إلهـك؟ |
| böyle şeylerden konuşmak isteyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنه يحب التحدث عن هذه الأمور |
| böyle şeylerden bahsetmemeliyim. | Open Subtitles | لا ينبغي أن أتحدث عن هذه الأمور |
| İnsanların bu tip şeyleri işteyken konuşmamaları gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | .. أؤمن بأن الناس لا يجب عليهم الحديث عن هذه الأمور أثناء العمل |
| Eeesi, o bu tip şeyleri konuşmaktan hoşlanmıyor. | Open Subtitles | هو لا يُحِب أن يعلم عن هذه الأمور |
| Tanrım, bunlar hakkında konuşmayı özledim! | Open Subtitles | رباه، كم أفتقد الحديث عن هذه الأمور |
| Fiona'yla bunlar hakkında konuşamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التحدث لـ (فيونا) عن هذه الأمور |
| Bu tarz şeyler hakkında konuşmamız gerektiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أننا من المفترض أن نتحدث عن هذه الأمور |
| Abin bu şeyleri bilir. | Open Subtitles | أخوك يعرف عن هذه الأمور. |