| Rahip diğer günahlarımı affetti ama aniden babam oldu. | Open Subtitles | غفر لي كلّ الخطايا السابقة ولكن فجأة عاد لكونه أبي |
| Tanrı affetti diye biz de affedecek değiliz. | Open Subtitles | فقط بسبب أن اله غفر له لا يَعْني بأنّنا يَجِبُ أَنْ فعل |
| Geçen akşam asını kozlayınca biraz kızdı bana, ama beraberlik elini kazanınca beni affetti. | Open Subtitles | لقد كان مستاء قليلا الليله الماضيه عندما تفوقت عليه ولكن عندما ربحنا الجوله فى النهايه قد غفر لى حسنا |
| Kâfir hayatı yaşamıştım ama o benim kararsızlığımı bağışladı ve yakında ziyafet çekecek. | Open Subtitles | لقد عشتُ حياة كفر، لكنه غفر تقلباتي و قريبا سيتغذى على الوليمة |
| Eğer yukardaki seni affederse, dünyanın seni yargılamaya hakkı yoktur. | Open Subtitles | إذا غفر لك الواحد الأعلى فإنه لا يحق للعالم أن يعاتبك |
| Tanrım küfrettiğim için beni affetsin; İkimiz de birer orospu çocuğuyuuz. | Open Subtitles | واذا غفر الله لي الكفر فسأقول اننا كلانا أبناء عاهرات |
| Oğlunun onu affettiğini sanıyordu. | Open Subtitles | وهو يظن بأنّ إبنه غفر له. |
| İlk buluşmamızdaki fiyaskodan dolayı beni affetti. | Open Subtitles | حتى انه غفر لي تلك الكارثة الفظيعة في موعدي الأول |
| İsa Peygamber piçleri affetti, ama ben yapamıyorum. | Open Subtitles | غفر السيد المسيح للقطاء لكني لا أستطيع |
| "Karanlık bir köşede itiraf etti kadın, adam da onu affetti." | Open Subtitles | في مكان ما بالظلام، اعترفت وهو غفر لها |
| Seni affetti mi,herşeyi? | Open Subtitles | هل غفر لك عن كل شيء؟ |
| Beni de öldürecekti. Ama o beni affetti. | Open Subtitles | وكاد يقتلني، لكنه غفر ليّ. |
| İsa çarmıhtayken onları affetti. | Open Subtitles | يسوع غفر لهم في العبور |
| Hayatlarınızı Poseidon'a sundunuz ve sizleri bağışladı. | Open Subtitles | لقد قدمتم حيواتكم إلي "بوسيدن" ولقد غفر لكم |
| O çarmıhtayken seni bağışladı. | Open Subtitles | غفر لك من على الصليب |
| Tanrı yaptıklarım için ben affederse belki o zaman oğlumun da beni affetmesi olasılık dahilinde olacaktır. | Open Subtitles | وإن غفر لي أعمالي فربّما... تكون هناك إمكانية أن يغفر لي ابني هو أيضاً. |
| Ve bir şeyi affederse, Her şeyi affeder. | Open Subtitles | وإذا غفر لأي شيء فسوف يغفر كل شيء. |
| Ozra yok artık. O tövbe etti. Allah affetsin onu. | Open Subtitles | أوزرا لم تعد هناك بعد الآن أوزرا تابت، الله غفر لها |
| -Ama affettiğini söyledin. | Open Subtitles | - ولكن قلت لك غفر لي. |
| Bu yüzden sizi affetmiş. Neden yaptığınızı anlamış. | Open Subtitles | لهذا غفر لكِ تفهم لماذا فعلتِ ذلك له |
| Evet de, zaten affetmişti seni. | Open Subtitles | نعم، لكنها غفر لكم على ذلك. |
| "Size hakikati buyuruyorum: Her bir ademoğlunun bütün günahları affedilecektir." | Open Subtitles | حقا أقول لكم، غفر" "الذنوب جميعا لبني البشر |