| Bu da birlikte olmak için dolaylı bir istek örneği mi? | Open Subtitles | هل هذا هو مثال آخر على طلب غير مباشر للعلاقات الحميمة؟ |
| Ben utanarak, dolaylı bir şekilde, sinsi olmamaya çalışarak. | TED | أنا باستحياء, بشكل غير مباشر, أحاول أن لا أكون ماكرا |
| Ve, oldukça sanatsal ve dolaylı bir yönden, yalnız bu soruyla ilgili. | TED | وكله يدور حول هذا السؤال، إنه فني جداً ونوع غير مباشر من الطرق. |
| Tutuklanınca,beni kiralayanlar için dolaylı bir tehdit haline geldim. | Open Subtitles | إذا قُبض على سأصبح تهديد غير مباشر إلى من طلب القتل |
| Bilgiyi kimin getirdiğini, kimin aldığını, doğrudan ya da dolaylı olarak ona kimin ulaşabileceğini çıkardım. | Open Subtitles | وقمت بتصنيف كل من أصدر المعلومات، تلقاها، أو إمتلك صلاحية للإطلاع عليها بشكل مباشر أو غير مباشر. |
| Aslında anne, dolaylı olarak örtüyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أغطي ذلك بشكل غير مباشر أمي |
| General, dolaylı olarak bundan biz sorumluyuz. | Open Subtitles | جنرال، نحن مسؤولين بشكل غير مباشر عن هذا |
| - dolaylı olarak sorumluyum, O'Neill. - Kes şunu. | Open Subtitles | أنا المسئول بشكل غير مباشر, أونيل توقف عن ذلك. |
| dolaylı bilirubinde artış, serum haptoglobinde düşüş. | Open Subtitles | تصاعد غير مباشر بإفرازات الصفراء بروتين مصل الدم منخفض |
| dolaylı temas olmasına rağmen yine de denemeye değer. | Open Subtitles | رغم أنه اتصال غير مباشر لكن الأمر يستحق المحاولة |
| Bugün dolaylı bir şekilde de olsa... fedakarlığın, aşktaki en mükemmel davranış olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | لقد ذكرتُ اليوم ..بشكل غير مباشر أن أن أجمل شئ بالحب التضحية |
| Hesaplamalarımıza göre, Atlantis keşif seferi bu galaksideki iki milyondan fazla insanın doğrudan veya dolaylı yoldan ölümünden sorumludur. | Open Subtitles | طبقاً لحساباتنا بعثة أطلانطس مسؤولة ، بشكل مباشر أو بشكل غير مباشر عن وفاة ما يزيد على مليونيّ شخص في هذه المجرة |
| Başka bir bakış açısıyla, biraz daha dolaylı, ama aynı etkide. | Open Subtitles | هذا إسلوب أخر غير مباشر لكن له نفس التأثير |
| Bu yüzden doğrudan temas kuramadığınız biriyle bir buluşma ayarlamanız gerekiyorsa, onunla dolaylı olarak iletişime geçmelisiniz. | Open Subtitles | مع شخص لا تستطيع التواصل معه مباشرة فعليك التواصل معه بشكل غير مباشر باري بوركويسكي و لديّ حجز |
| dolaylı olarak rol seninle ilgiliydi. | Open Subtitles | نعم ، لي علاقة بشكل غير مباشر بحصولك على الدور |
| doğrudan değil, dolaylı olarak çok ilgisi var. | Open Subtitles | إنه لا يؤثر مباشرة، ولكنه تأثيره غير مباشر |
| Son olarak, birbirinizle doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir iletişimde bulunmayacaksınız. | Open Subtitles | أخيراً, بشكل مباشر أو غير مباشر أنتم ممنوعان عن التواصل مع بعضكما مرة أخرى |
| Bu sizi direkt olarak etkilemiyorsa tanıdıklarınızdan veya ailenizden birinden dolaylı olarak etkileneceksiniz. | Open Subtitles | لو لم يؤثر عليك هذا شخصيا سيؤثر عليك بشكل غير مباشر بشخص ما تعرفه،شخص في عائلتك |