"فتاة مراهقة" - Translation from Arabic to Turkish

• genç bir kız
• genç kızın
• genç bir kızı
• genç kızı
• genç bir kıza
• ergen bir genç kız
• reşit olmayan bir kıza
• genç bir kızın
• reşit olmayan bir kızla

Yani, genç bir kız bir düzine ağrıkesici alıp onları tekila ile yudumlarsa bu son derece normaldir, değil mi?
اعني , انا فتاة مراهقة تتناول حبوب مسكنة للالم.. ثم تقوم بتناول شراب. هذا طبيعي جدا , اليس كذلك ؟

5 yıl önce genç bir kız onun bölgesinde ölü bulunmuştu.
قبل 5 سنوات عُثر على فتاة مراهقة ميتة في أراضي مجمعه

Hiçbir genç kızın cesedi kaza sonucu yol kenarına düşmez
فتاة مراهقة لا تظهر فجأةً على قارعة الطريق ميتة جراء حادثة

Ergen bir genç kızın yoksa hiç yargılama beni.
لاشيء لاتحكم علي إلا إذا كان لديك فتاة مراهقة

genç bir kızı bir şeyler çıkarabilmek için rahatsız etmek te öyle.
أيضاً الضغظ على فتاة مراهقة من أجل تعليق بسيط

Peki ya bir sonraki genç kızı gaddarca öldürürken?
وماذا عن المرة القادمة التي سيقتل فيها فتاة مراهقة بقسوة؟

Aynı şeyi genç bir kıza yapmaya hazırlanıyor. Ve bu işte yalnız değil.
وسوف يفعل هذا مرة أخرى مع فتاة مراهقة وهو يعمل مع شخص آخر

Herkesin ergen bir genç kız olmadığını öğrenmesini sağlıyor.
اللحية لمسة جميلة لتدع الجميع يعرف انك لست فتاة مراهقة

Pazartesi geldiğinde, seni mahkemeye götüreceğim ki reşit olmayan bir kıza tecavüz ettiğin için yargılanabilesin.
وثم سيأتي يوم الإثنين وسأخذك للمحكمة لتتم محاكمتك لإغتصاب فتاة مراهقة.

Tüm ticareti genç bir kız çekip çeviriyormuş ve oldukça da karlıymış.
التجارة هناك مربحة للغاية ومتنورة وأن كل أعمال التجارة يقودها فتاة مراهقة.

Ve geçici mülkiyetle, bazı insanlar, New York şehrinde genç bir kız olmanın nasıl hissettirdiğini asla tecrübe edemezlerdi.
وبالتبادل، أدركت أن بعض الأشخاص لن يعرفوا أبدًا ما شعور أن تكوني فتاة مراهقة في نيويورك.

4 yıl önce genç bir kız, bir konuşmada hayatımı değiştirdi.
قبل أربع سنوات، غيرت فتاة مراهقة حياتي في محادثة واحدة.

genç bir kız. Deli zamanları.
حسناً ، إنّها فتاة مراهقة وهذا وقت حرج لها

Küçük bir genç kızın bana nasıl yaşamam gerektiğini söylemesine izin vermeyeceğim.
لن أترك فتاة مراهقة صغيرة تخبرني كيف أعيش. أنا من يخبرها كيف تعيش.

Bir genç kızın odası iki şey içindir.
غرفة نوم فتاة مراهقة مُعَدةلأمرينإثنين..

Her kimseler, iki polisi vurdular ve genç bir kızı havaya uçurdular.
أيّا كانوا فقد قتلوا إثنين من رجال الشرطة بالرصاص و فجروا فتاة مراهقة

Bir adam, genç bir kızı kaçırıp öldürdüğü şüphesiyle göz altına alındı... Fay.
تعرّض رجل للاعتقال لتورطه بعملية خطف وقتل فتاة مراهقة..

Ama kayıp bir genç kızı arıyoruz ve K-9 köpeğimiz bizi buraya getirdi.
لكن لدينا فتاة مراهقة مفقودة وكلاب الشرطة قادتنا لهنا

Büyük bir adamın genç bir kıza dönüştüğünü gördüm resmen.
نعم، لقد رأيت رجلاً بالغاً يتحول حرفياً إلى فتاة مراهقة

Senin bu Dale'in ergen bir genç kız olma ihtimali var mı?
هل "ديل" فتاة مراهقة أم ماذا ؟

Pazartesi geldiğinde, seni mahkemeye götüreceğim ki reşit olmayan bir kıza tecavüz ettiğin için yargılanabilesin.
يوم الإثنين سأخذك للمحكمة لكي تتم محاكمتك لإغتصاب فتاة مراهقة

Haberlerde genç bir kızın, eğlence evinde cesedini bulduğunuz söylenmişti. Aniden anladım. O, Megan'dı.
الأخبار قالت بأنّكم وجدتم جثّة فتاة مراهقة في منزل المرح

Bay Moody, reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkiye girmiştir.
السيد مودي قد انخرط في علاقة جنسية مع فتاة مراهقة