| Riyad'daki görev, Fleury'nin Fran'in kariyerini kurtarmak için yaptığı anlaşmaydı. | Open Subtitles | أجل , أعرف أن البريد في الرياض كان جزءا من الصفقة التي اتخذها فلوري ليحمي مهنة فران |
| Janet, Fleury bu sabah sana ne fısıldadı? | Open Subtitles | شكرا . جانيت ماذا همس لك فلوري هذا الصباح؟ |
| Bize saldırıp Dekan'nın gözlerini yerinden çıkartan şey Fillory'den gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه مثل .. ربما انه من فلوري يا يسوع |
| Tüm Fillory'de bir sihirbaz diğer tüm sihirbazları delirtebilir. | Open Subtitles | حسنا في كل من فلوري ساحر واحد يمكن أن يقود كل السحرة الآخرين للجنون |
| İhtiyacı olan silahları aldı ve Forli kalesine çekildi. | Open Subtitles | لديها الجيش الذي تحتاجه موجود في قلعتها في فلوري |
| Flori, gündüzleri yatmalısın, güneş varken oyun oynama. | Open Subtitles | (فلوري) يجب أن تنام أثناء النهار، ولا تلعب بالخارج في الشمس. |
| John Flory, B.B.D.O.'daki yalamalardan biri bana az önce lucky strike'ın onlara gittiğini söyledi. | Open Subtitles | (جون فلوري)، شخص وضيع ما في وكالة "ب.ب.د.أُ" أخبرني للتوّ بأن "لاكي ستريك" سيذهب لهناك |
| - Madam Fleurie yaptı, değil mi? | Open Subtitles | انها السيدة "فلوري" ، اليس كذلك ؟ |
| Ekselansları, FBI'dan özel ajan Fleury ve meslektaşları. | Open Subtitles | معاليك , العميل الخاص فلوري من مكتب المباحث الفيدرالية وزملاءه |
| - Durun. Özel Ajan Fleury, FBI. | Open Subtitles | العميل الخاص للمباحث الفيدرالية رونالد فلوري |
| Sonra bana baktı ve "Bay Fleury, hayatının sarsılmasına | Open Subtitles | ونظرت الي وقالت سيد فلوري هل انت مستعد؟ |
| Ekselansları. Özel Ajan Ronald Fleury. | Open Subtitles | معاليك , العميل الخاص رونالد فلوري |
| Dinleyin Bay Özel Ajan Fleury. | Open Subtitles | اسمع , سيدي , العميل الخاص فلوري |
| Dinle. Bu bir oyun programı değil Bay Fleury. | Open Subtitles | اسمع , هذا ليس عرض ألعاب سيد فلوري |
| Fillory'e ilk yolcuğunda güçlü bir cadıyla satranç oynadı. | Open Subtitles | في رحلتة الأولى إلى فلوري لعب لعبة الشطرنج مع ساحر قوي |
| Çünkü Fillory'ye planlı bir tatil için gitmediğinden eminim. | Open Subtitles | لأنني افتراض أنك لم تسافر إلى فلوري او تخطط لبعض العطل |
| Penny'nin gerçekten orada olmasına rağmen Fillory'le ilgili yanıldığına dair kendimi ikna etmeye çalışıyorum galiba. | Open Subtitles | أعتقد اني سعيت لأن أقنع نفسي بهذا أن ليني بطريقة أو بأخرى مخطئ بخصوص فلوري على الرغم من وجوده هناك بالفعل |
| Eğer içinde bir Fillory kitabı yoksa hemen şimdi 20 dolar vereceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أعطيك 20 دولار الآن إذا لم يكن هناك كتاب فلوري هناك |
| Fillory'e seninle gelmemi ister misin? | Open Subtitles | لا يمكنني السماح لهم بمحاربة الوحش من تلقاء أنفسهم أتريد مني أن آتي إلى فلوري معك؟ |
| İhtiyacı olan silahları aldı ve Forli kalesine çekildi. | Open Subtitles | وقد عادت الى قلعتها في فلوري. ونغفر لها ؟ |
| Flori için. | Open Subtitles | لأجل (فلوري... ). |
| John Flory. | Open Subtitles | (جون فلوري) |