Yarın derse gideceğiz ve Amy'yi son anda kurtardığımızı rapor edeceğiz. | Open Subtitles | غدا سنذهب إلى الصف ونذكر بأننا أنقذنا إيمى فى الوقت المناسب |
Söyleyecek bir şeyim yok. Şu anda yapabileceğimiz şey bu. | Open Subtitles | لايوجد شئ لدى لأقوله هذا كل ما يمكننا عمله فى الوقت الحاضر |
Şu anda Lincoln'da bir davada. | Open Subtitles | انه مشغول فى الوقت الحاضر بقضية فى لينكولن |
Maalesef, patronumun kimliği şu an için gizli kalmak zorunda. | Open Subtitles | هوية رب عملى يجب أن تظل سرية فى الوقت الحالى. |
Bu arada, burada bir iyi haber/ kötü haber durumumuz var. | Open Subtitles | فى الوقت الحالى لدينا بعض الأخبار الجيده والسيئه بخصوص الموقف هنا |
Bu esnada mübaşirin gözetiminde kalacaksınız. | Open Subtitles | و فى الوقت الراهن إننى آمر بوضعك فى عهدة المأمور |
Şu anda ise başka biri olmak istiyor. | Open Subtitles | حسنا ولكن فى الوقت الحالى هو يريد ان يكون شخص آخر |
Şu anda meteliksiz olduğunu söylüyorsun aslında. | Open Subtitles | ما تحاول قولة حقاً أنه فى الوقت الحالى , أنت فقير |
Şu anda füze ya da arama aktivitesi görünmüyor. | Open Subtitles | لا إشارة إلى صاروخ أو تفتيش فى الوقت الحاضر |
Şu anda polisin işi, seni cinayetten suçlu bulmakmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | - فى الوقت الحالى يبدو ان عمل البوليس هو اتهامك بالقتل |
Şu anda karşı karşıya olduğumuz olayın bir suç unsuru taşıyıp taşımadığını söyleyebilmek imkansız. | Open Subtitles | انه من المستحيل فى الوقت الحاضر القول ان كانت هذه حالة جريمة ام لا. |
Şu anda tutuklanmaması çok önemli. | Open Subtitles | والأمر المهم الأن هو ألا يتم إعتقاله فى الوقت الحالى |
Her an, zamandaki her olay kendine özgü ruhsal damgası vardır. | Open Subtitles | كُل لحظه ، كُل حدث فى الوقت لهُ بصمةٌ نفسية خاصة. |
Meclis üyesi Tenzin, Şu an biraz meşgulüm. Bekleyebilir mi? | Open Subtitles | عضو المجلس تينزين ، أنا حقاً مشغول فى الوقت الراهن |
Özür dilerim. Şu an aklımda çok fazla şey var. | Open Subtitles | أنا أسف ، لدى الكثير فى رأسى فى الوقت الحالى |
Sen de bu arada kimseyi öldürmemeye çalış, olur mu, boksör? | Open Subtitles | سوف اهتم بة فى الوقت الحالى فقط حاول الا تقتل احدهم |
Bu arada, cüzdan işini de öğrenmelisin. | Open Subtitles | فى الوقت الحالى يجب ان تتعلم كيف تسرق المحافظ |
Bunun anlamı da, eğer onu bu esnada bulabilirsek öldürebiliriz. | Open Subtitles | و الذى يعنى أنه إذا وجدناه فى الوقت المناسب نستطيع قتله |
Ama bu sırada en azından kendini meşgul tutmaya çalışmak isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكن فى الوقت الحالى لقد ظننت أنك تريدى أن تبقى نفسك منشغله |
Benim son atışım için tam Zamanında geldin ve artık oyun sona erdi. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لضربتى الأخيرة و الآن ، لقد انتهت اللعبة |
Tam da eşimin yemekte yardıma ihtiyacı olduğu zamanda geldiniz. | Open Subtitles | لقد جئت فى الوقت المناسب لتساعد زوجتى فى إعداد الطعام. |
Bu perde Şimdilik işini görür ama yakında bu sorunu hallederiz. | Open Subtitles | هذا بالتأكيدوضع مؤقت فى الوقت الحالى, لكننا سنكتشف شيئاَ أخر بالخارج. |
zamanı gelince Peder, zamanı gelince... | Open Subtitles | فى الوقت المناسب, أيها الأب ,فى الوقت المناسب. |
Size göre Bayan French'in evinden dediğiniz saatte çıktınız. | Open Subtitles | أنك تركت منزل مسز فرينتش فى الوقت الذى حددته |
Ve bir gün, Zamanı geldiğinde, sesini duyacaksınız. | Open Subtitles | و فى يوم ما فى الوقت المناسب اٍنه سيتحدث علنا |