| Yerel bağlamda hayatınızın, tecrübeler ile şekillenmiş kimliğinizin çok farklı bir resmi ortaya çıkabilir. | TED | صوره مختلفة جداً من حياتك في السياق المحلي، عن هويتك كمجموعة من النجارب، قد تظهر. |
| Bölünmez tek bir dünya üstelik kozmik bağlamda da oldukça küçük bir dünya. | Open Subtitles | عالم واحد لا يتجزء و صغير في السياق الكوني. |
| Vazgeçeceğimiz fikir, cinselliğin geleneksel olarak tek bir bağlamda gerçekleşebilmesidir. | Open Subtitles | ما لا نشجّعه هو فكرة أنّ الإشباع الجنسي يُمكن أنْ يحدث فقط في السياق المفرد التقليدي. |
| Katilin cesedi sarmasını teolojik bağlamda düşünüyordum. | Open Subtitles | و في السياق اللاهوتي كنتُ أفكر بكيفية قيام القاتل بلف الجثة |
| Çünkü dijital teknolojideki en basit ilerlemeler bile daha da iddialı ve eklektik amaçların peşinden gitmeleri için, ticari bağlamda olsun ya da olmasın, giderek daha bağımsız çalışmalarına imkân sağladı. | TED | لأنه حتى التقدمات الاساسية في التكنولوجيا الرقمية قد مكنتهما من العمل بشكل متزايد باستقلالية، سواء في السياق التجاري أم خارجه، لتحقيق أهداف أكثر طموحاً وانتقائيةً. |
| Genellikle politik bağlamda kullanıldığında partizanlık herhangi bir gruba veya görüşe karşı güçlü bir öncelik veya eğilim anlamına gelir. | TED | في حين أنها غالباً لا تَرِدْ إلا في السياق السياسي، إلا أن الحزبيّة تُعرّف بأنها: تفضيل قوي أو انحياز نحو أي جماعة أو فكرة معينة. |
| Bu bağlamda düşünürseniz, suçsuz iki çocuğunu öldürmekten yargılanmanın ne kadar berbat bir şey olduğunu hayal edebilirsiniz. | TED | وفقط لوضع الأمور في السياق ، يمكنكم تخيل كم هو مروع لشخص ما أن يفقد طفل، ثم الطفل الثاني، إذا كان بريئاً، ليتم إدانته بقتلهم. |