| Bu nedenle insanlar komşu ülkelere kaçmaya devam ediyorlar, ve biz onlara çölün ortasında mülteci kampları kuruyoruz. | TED | لذلك يستمر الناس بالفرار للبلدان المجاورة، ونحن نبني لهم مخيمات لاجئين في الصحراء. |
| - Hayır, bırakın, burada çölün ortasında, yıldızların altında, yaşadığım gibi öleyim. | Open Subtitles | كلا ، دعوني أموت حيث عشت هنا في الصحراء المفتوحة تحت ضوء النجوم |
| Birkaç adama Çölde bir çukur kazdırt, sana yerini göstersinler. | Open Subtitles | أرسل رجلين لصنع حفرة في الصحراء ثم اجعلهما يرونك مكانها |
| çöle düşmüş kutup ayısı gibi kurudun ve su içmek istiyorsun! | Open Subtitles | بينما أنت تعاني من العطش كالأرنب التائه في الصحراء بشهر يوليو |
| İmparator Sayı haricinde, onu, çölde yuvalanmış eski bir yaratığın ağzına attılar. | TED | باستثناء رقم الإمبراطور، والذي ألقوه في فم مخلوق تعشيش قديم في الصحراء. |
| Bazen çöldeyken, baykuşlar bitap düşer ve yere yığılır. | Open Subtitles | في الصحراء قد يصاب البوم بالتعب والانهيار، فينام تحت صوء القمر |
| Gece-gündüz, çölün ortasında, ...beni enayi yerine mi koydun? | Open Subtitles | ايام وليالي في الصحراء , وانت تستغفليني? |
| Bazen dağların tepesindedir, bazen çölün ortasında... bazen de denizin dibinde. | Open Subtitles | أحيانا في الجبال وأحيانا في الصحراء أحيـــانا في البحر |
| Karanlık dediğin gece çölün ortasında yaşanır. | Open Subtitles | لا تستطيع النظر في الظلام حتي لو كنت في الصحراء ليلاً |
| Bir seri katilin çölde, bir arabanın altında... sana neler yaptığını okudum... | Open Subtitles | قرأت عمّا فعله ذلك القاتل المتسلسل بكِ في الصحراء.. تحت تلك السيارة |
| Belki Çölde bir yerde saklanıyorlardır, biz de burada ayrı ekipler halinde dolaşıyoruz. | Open Subtitles | ربما لأنهم يختبئون في مكان ما في الصحراء ونحن هنا ، ننقسم لفرق |
| Çölde bir kaza geçirdik. Eğer sakıncası yoksa... | Open Subtitles | لقد حدثت لنا حادثة في الصحراء هل تمانع لو.. |
| İhtiyacı olan bilgileri yükleyip çöle bıraktık. | TED | وجعلنها تُحاكي أفعالنا ومن ثم اطلقناها في الصحراء |
| Graziani kimsenin yapamadığını yapıyor. çöle tank sokuyor. | Open Subtitles | غراتسياني يفعل ما لم يفعله أحد يضع الدبابات في الصحراء |
| Şerifler tam birer kovboy. Polisler bile çöle adam gömmekten tırsmıyor. Umurumda değil. | Open Subtitles | و هذا المأمور كاوبوي حقيقي أتعرف بأن الشرطة لا تتورع عن دفن الناس في الصحراء هنا |
| Kofer'in en kuzeyine gitmeye teşebbüs ediyoruz. çölde kemiklerimizi bulurlar. | Open Subtitles | نحاول قيادة المنطقة الشمالية الشرقية لكوفر سوف نتيه في الصحراء |
| - Bir kızın çöldeyken regl olması hakkında. | Open Subtitles | انه يحكي قصة فتاه تاتيها الدوره في الصحراء |
| çöldeyken annemi öldürdüklerinde sanki her şey her şey yok oldu ve sessizleşti. | Open Subtitles | عندما كنت في الصحراء عندما قتلوا والدتي كل شيء أصبح أبيض وصامت |
| Cesedi 7 yıl önce Çöldeki bir inşaat esnasında bulunmuş. | Open Subtitles | لقد اخرجوا جثته قبل 7 سنين عندما بدأ بناء جديد في الصحراء |
| Sence bunu hak etmiyorlar mı? Nasıl Çölden çıktığını bile bilmiyoruz. | Open Subtitles | يستحقون معرفة اننا لا نعرف كيف إنتهى به الامر في الصحراء |
| Eskort pilotlar rapor veriyor: Air Force One havadan havaya bir füze tarafından vuruldu! Parçaları Çölün üstüne düşüyor. | Open Subtitles | الطيارين المصاحبين ابلغوا أن طائرة الرئيس قد أصيبت إصابة غير مباشرة من صاروخ من الجو، والأشلاء تتساقط في الصحراء |
| Kahretsin. Lanet Çöldeyiz. | Open Subtitles | اه ، اللعنة نحن في الصحراء اللعينة |
| Sahra'da çalıştım, çünkü Spinosaurus adlı ilginç, dev bir yırtıcı dinozorun kalıntılarını ortaya çıkarmak niyetindeydim. | TED | عملت في الصحراء لأنني كنت في مسعى للكشف عن بقايا جديدة لديناصور غريب، مفترس وعملاق يدعى سبينوصور. |
| - Hey. İşte burdasın. çöldeki insanların gerçek bir adresleri yok. | Open Subtitles | الناس في الصحراء ليس لديهم عنوانين حقيقية ما هي مشكلة هذا؟ |
| Kocaman bir bölge. Sahra'daki 80 ton dinozoru toprak üstüne çıkarıp, dışarı taşımak için, gerçekten zorlu koşulları karşılayabilecek bir takım bulup ortaya çıkartmanız gerekli. | TED | لنتمكن من التنقيب عن الـ80 طن من أحافير الديناصورات الموجودة في الصحراء الكبرى واستخراجها, يتوجب عليك أن تجمع فريق بحث يمكنه تحمل البقاء هناك رغم كل الموانع |