| Sonrasında, Devlet üniversitesindeki rehberleri onunla iletişimi koparmadı ve böylece eğitimine devam edebildi ve bir onur programına yerleştirildi. | TED | بعد ذلك، مرشدها في كلية المجتمع بقي على تواصل معها، وذلك مكنّها من المضي قدما، ووضعوها في برنامج الشرف. |
| Denedim, ama biliyorsun ki tanık koruma programında olmam... işimi zorlaştırıyor. | Open Subtitles | حاولت, لكن تعرفين .. كوني في برنامج حماية الشهود يجعلني قلق |
| Tanık koruma programında da güvende değilim ama en azından evden iyidir. | Open Subtitles | لست بمأمن في برنامج حماية الشهود أيضاً، لكنّي أفضّل تجربة حظوظي هناك. |
| Nolan Kennard Show'a hoşgeldiniz. Seks, şiddet, pornografi. | Open Subtitles | مرحباً بكم في برنامج نولان كينارد,الجنس العنف,و الخلاعه |
| Belki de bu çocuk benim gördüğüm TV programını görmüş... ve onu taklit etmiştir. | Open Subtitles | ربما ان الولد قال نفس الكلام في برنامج تلفزيونى وقال نفس الكلام |
| Özel Kuvvet Eğitim Programı'na hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في برنامج الإنتقاء للقوة البحريّة الخاصة, لفريق الإستطلاع المُشترك. |
| Roma'da, Dünya Gıda Programı'nda, bunu yapmak beş yılımızı aldı, beş yıl. | TED | في روما، في برنامج الغذاء العالمي، احتجنا خمس سنوات للقيام بهذا، خمس سنوات. |
| Gerçekten de okula gittiğim ilk gün, altı yaşındayken teknik olarak yetersiz beslendiğim için özel bir beslenme programına dahil edildim. | TED | بالفعل في أول يوم عند ذهابي للمدرسة في سن السادسة وضعت في برنامج مخصوص للتغذية لانني كنت مصاب بسوء التغذية فعلياً |
| Bunlar Chaz ve ben Oprah Winfrey programına çıktığımızda kullanmak için kaydettiğim yorumlardan birkaçı. | TED | هذه بعض التعليقات التي سجلتها للاستخدام عندما ظهرت مع تشاز في برنامج أوبرا وينفري |
| Ve bulduğum şu oldu, paralarını gıda desteği ya da diğer şeylere yatırmak yerine, okul beslenme programına yatırmışlardı. | TED | وما وجدته أنهم، بدلاً من الاستثمار في شركات الغذاء والأمور الشبيهة، استثمروا في برنامج غذاء مدرسي. |
| Yeşil Büyüme programında önerilen sanayi ve tarım ödeneklerini erteleyerek. | Open Subtitles | بتأخير تطبيق حزمة الدعم الصناعي والزراعي في برنامج تطوير الزراعة |
| Bu kravatı sabah programında giyemezsin. - Ne? - Çok dikkat dağıtıcı. | Open Subtitles | لا يمكنك إرتداء ربطة العنق هذه في برنامج صباحي إنها ملهية، اخلعها |
| Bu çocuk sağır çalışma grubundaymış ve danışmanı da Julia imiş. | Open Subtitles | هو يُحْصَلُ على الكثير كُتُبِها. هذا الطفلِ في برنامج الدِراساتِ الأصمِّ |
| Bir kaç kızın olduğu bir 'reality Show' işte. | Open Subtitles | عدة فتيات يعملن في برنامج العروض الحقيقي |
| Belki de bu çocuk benim gördüğüm TV programını görmüş... ve onu taklit etmiştir. | Open Subtitles | ربما ان الولد قال نفس الكلام في برنامج تلفزيونى |
| Amerika Kimlik İşleme Programı'na hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في برنامج تشغيل الهويه الامريكي |
| Biz olmasaydık, şimdiye Korku Programı'nda olurdunuz. | Open Subtitles | لكنتم في برنامج التخويف الآن لولا ما فعلنا |
| Ailenle karşılıklı konuşabildiğin bir program konusunda ne düşünürsün? | Open Subtitles | ما رأيك في برنامج تجلس فيه مع والديك وتتحدثون |
| Seninle kendi basima ilgilenemem ve seni özel bir programa göndermeme izin vermezsin. | Open Subtitles | لا يمكنني الاعتناء بك لوحدي وإنّك لم تسمح لي بوضعك في برنامج خاصّ |
| Bu folk şarkıcıları kolejde cinsiyet araştırmaları yapan bir programda tanışmış. | TED | هؤلاء المغنيات الشعبيات تقابلن في الجامعة في برنامج لدراسة النوع. |
| Ve sonuç verdi: Oprah'a çıkmamızdan 10 gün sonra, yasa tasarısı Meclis'e sunuldu. | TED | وقد تحقق: بعد 10 أيام من مرورنا في برنامج أوبرا، عُرض القانون على الكونجرس. |
| The Price Is Right'ta yarışan Prince'den bile daha kötüsünüz. | Open Subtitles | أنتم في غير محلكم أكثر مما كان عليه المطرب برينس في برنامج السعر الصحيح |
| Prens Manvendra oldukça uluslararası bir şekilde"Oprah Winfrey Şov"a katıldı. | TED | ظهر الأمير مانفدرا في برنامج أوبرا وينفري الشهير، بصفة عالمية. |
| Bulması zor bile değildi tam burada, çevirme programındaydı. | Open Subtitles | لم يكن من الصعب العثور عليه انه هنا في برنامج الاتصال |