| Çok yoruldum, belki taş ocağında bir deliğe düşerim ve hepimize tazminat verilir. | Open Subtitles | أنا من كتر تعبي ممكن أقع في حفرة في المحجر وساعة الحظ تدقلنا |
| Rüyalarımda büyük bir deliğe doğru çekildiğimi görüyorum. | Open Subtitles | سابقا عندما كنت أحلم، كنت كأنني اقع في حفرة كبيرة جدا، اختفي شيئا فشئيا بأعماق حفرة كبيرة. |
| Birini dağcı olarak seçeriz sonra onu öldürüp cesedini bir çukura atarız. | Open Subtitles | نختار شخصاً كي يكونا رحالاً بعد ذلك نقتله ونلقي بجثته في حفرة |
| Depoya geri döndüğümüzde, Thurgood çukurunda hala aylak aylak dolanıyordu. | Open Subtitles | ثورغود كان لا يزال في حفرة عندما عدنا إلى المخزنِ. |
| Beni yakalayan insanlar, beni bir delikte tuttular ama düşünmekten, plânlamaktan asla yılmadım. | Open Subtitles | الناس الذين أمسكوا بيَّ، أبقوني في حفرة ولكنني لم أتوقف عن التفكير، التخطيط |
| - Hayır. Çıplak ellerimle yere kazdığım bir çukurda uyudum. | Open Subtitles | لا، أنا نمت في حفرة حفرتها في الأرض بيدي العارية |
| Hayvan artık her neyse bu eski av çukuruna düşmüş. | Open Subtitles | مهما يكن ذاك المخلوق فقد وقع في حفرة الصيد هذه |
| Onu benden aldıysan, seni ömrünün sonuna kadar bir deliğe tıkarım. | Open Subtitles | لو كنت قد أخذتَه مني فسأضعك في حفرة بقية حياتك |
| Bakın. Burada Trey uzaktaki bir deliğe atış yapıyor. | Open Subtitles | هنا وتضمينه في واحدة من تري التظاهر للحصول في حفرة واحدة. |
| Onu benden aldıysan, seni ömrünün sonuna kadar bir deliğe tıkarım. | Open Subtitles | لو كنت اخذتها مني كنت سأضعك في حفرة لبقية عمرك |
| Bunlardan 120 tanesinin olduğu bir çukura yürüyüp, sonra da doğru kararı verdiğinizi umarsınız. | TED | تخوص في حفرة تحتوي على 120 منهم، وتأمل أنك اتخذت القرار الصحيح. |
| Sersemlerin ulaşamayacağı bir çukura batmak istiyorsun. | Open Subtitles | في حفرة حيث إحتقار الحمقاء .لا يصلك فيها |
| O radyoaktif, cehennem çukurunda hayvan gibi çalışıyorsun ve ne alıyorsun? | Open Subtitles | ،لقد انقسم ظهرك من العمل في حفرة الجحيم تلك .وماذا اكتسبت؟ |
| Sevgili Stewie, babamın ölümünden ve bu cehennem çukurunda ıslah edilmemden senin o rezil anneni sorumlu tutuyorum. | Open Subtitles | وحبسي في حفرة الجحيم هذه على عاتق امك المريعة |
| Bunun anlamı; hayatının geri kalanını karanlık bir delikte yaşamak için sabırsızlanıyorsun demektir. | Open Subtitles | و هو ما يعني أنك ستأمل بأن تقضي بقية حياتك في حفرة مظلمة |
| bir delikte saklanıyor. | Open Subtitles | سوف يصعد عبر هذة التلة كلا الذكي يختبئ في حفرة |
| Hani beni çukurda ölüme terk eden bir sevgilim vardı, demiştim ya? | Open Subtitles | أتعرِف الخليل الذي قلت لك بأنّه هجرني وتركني في حفرة لكي أموت؟ |
| - Kireç çukuruna düşmüş! - Bayan Forrester yukarda kalın! | Open Subtitles | لقد وقعت في حفرة الكلس سيدة فورستر,إبقي على الحوض |
| Biliyor musun, birini kara deliğin içine düşerken göremezsin. | Open Subtitles | أتعرف أنك لا يمكنك أن ترى سقوط شخص ما في حفرة مظلمة. |
| Beni McDonald'sın top havuzunda bıraktığın zamandan bile daha kötü. | Open Subtitles | إنها أسوأ من المره التي تركتني بها في حفرة الكرة بـــ ماكدونالدز |
| Denizin dibinde bir tane delik var | Open Subtitles | " البحر قاع في حفرة هناك " |
| Bir meteor kraterinde yumurta olduğu çıkan bir şeyin bölümlerini keşfettiler. | Open Subtitles | إلى ألاسكا، واكتشفوا شظايا ما يبدو أن البويضة في حفرة نيزكي. |