"في ركن" - Translation from Arabic to Turkish

    • köşesinde
        
    • köşesindeki
        
    • köşede
        
    • köşeye
        
    Yatağın bir köşesinde o uyudu, bir köşesinde de ben. Open Subtitles ،ظل في ركن واحد من السرير وأنا على الركن الآخر
    Bir müşteri oturma odasının köşesinde bir televizyon odası istedi. TED وإحدى الزبائن أرادت غرفة تلفاز في ركن غرفة المعيشة.
    Fakat diğer ayağı yere mıhlanmış gibi gözüküyor. Hareket ettirmek için çekse bile tuvalin köşesinde hapsedilmiş bir şekilde. TED لكن تظهر قدمها الأخرى بلا حراك، عالقةً في ركن اللوحة في الوقت الذي تتمدد فيه لتحركها.
    Sinemanın karanlığında, odanın köşesindeki televizyonla. TED في ظلمات السينما والتلفزيون في ركن الغرفة.
    Batı Brodway ve Prince'ın köşesindeki telefon kulübesinden arayacağız. Open Subtitles استخدمي كابينة التليفون الموجود في ركن شارع وست بروادوي وبرنس، اتفقنا؟
    - Bilmem. Muhtemelen bir köşede güzel bir bayana asılıyordur. Open Subtitles اعتقد انه في ركن ما مختبئ في مكان ما يحاول خداع احد الجميلات
    Cuma akşamları çıkar, çok kalabalık bir köşede dururduk. Bizimle beraber gelir, el ilanları dağıtırdı. Open Subtitles ويمكث مشغولا بعمله في ركن ما ويذهب معنا ويوزع أوراق الدعاية
    Bu yüzden hepimizi sınıfın önüne getirdi ve hepimize hediyeler aldı ve onları köşeye koydu. TED أتت بنا جميعًا لمقدمة الفصل، اشترت الهدايا لنا جميعًا، وقامت برصِّهم في ركن الفصل.
    Adamın, evin köşesinde oturan bir çıngıraklı yılanı vardı. Open Subtitles رجل كان لديه أفعى ذات الجرس قابعة في ركن داره
    Marketin köşesinde bir olay yeri inceleme dedektifi vardı. Open Subtitles كان هناك محقق مسرح جريمة في ركن ذلك المخزن
    Fakat dökümanın köşesinde bir şekil var. Open Subtitles و لكن هناك أيضا صورة في ركن من هذه الوثيقة
    Western ve Washington'un köşesinde... öğleden sonra 3:18. Open Subtitles في ركن الشارع الغربي و شارع واشنطن الساعة 3: 18 مساءً
    Hedefimiz 19 dakika önce 63. caddesinin köşesinde kuzeye doğru yayan bir şekilde giderken görülmüş. Open Subtitles المشتبه آخر مرة شوهد قبل 19 دقيقة في ركن من أركان الحديقة 63 وتحركوا شمالاً على الأقدام
    Bitiş bölgesinin köşesindeki büyük pilonu görüyor musun? Open Subtitles أترى تلك العلامة الارشادية الكبيرة التي تقع في ركن الملعب؟
    Chris, babasının Straight ve Narrow'un köşesindeki evde doğduğunu söyledi. Open Subtitles "كريس" قال ان ابوه ولد في ركن سترايت و نارو
    Ne kadar büyük bir etkisi olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu, ta ki bir gün bir partideyken odanın köşesindeki müzik setinden gelen bir ses duyana kadar. TED كنت اعرف القليل في احد الليالي كان هناك تأثير كبير علي عندما كنت في حفلة وسمعت صوتاً قادماً من مشغل التسجيلات في ركن الغرفة
    Melrose ve Heliotrope'un köşesindeki dondurma dükkânına zorla giriş var. Open Subtitles أقتحام و دخول بقوة الى متجر حلوى "في ركن "هيلوز و هيليترو
    Kafeinli köşede tartışma mı yaşıyorsunuz? Open Subtitles هل الحكم على أفعالي آمن بالنسبة لك؟ هل ستكون هُنالك محادثة قوية في ركن القهوة؟
    Çünkü seni tehdit edecek olsam bir köşede çocuk gibi zırlatarak ağzını burnunu dağıtırdım. Open Subtitles لأنني إن كنتُ سأهددك، كنت لأجعلك تقبع في ركن ما وتبكي كالطفل.
    Veya bir ofiste, başına gelecekleri anlamış kızgın ve yaşlı bir işadamı tarafından köşeye sıkıştırılacaktın. Open Subtitles أو تحصرين في ركن مكتب رجل أعمال فحل عجوز يفعل بك ما يريد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more